16 Mayıs 2009 Cumartesi

Eurovision Gecesine Dair Notlarım (Puanlama Öncesi)



Öncelikle bir alttaki yazımda belirttiğim üzere, şu Avrupa ezikliğimizden vazgeçelim. Efendim bu yarışmayı kimse takmıyormuş Avrupa'da, efendim ne önemi varmış vs. diyerek bu yarışmayı değersizleştirmeyelim; çünkü önemli olan biz seviyor muyuz, önemsiyor muyuz, budur. Ve biz de seviyoruz kardeşim bu yarışmayı. Hiç bir şeyini sevmiyorsak, sonundaki puanlamasındaki heyecanı, her sene yaşanan düzenbazlıklarını, klasiklerini seviyoruz. Bülend Özveren'in sesini, puan vermek için her ülkeden bağlanan sunucuların şebekliklerini, bir çoğu kötü şarkıları.. Herşeye rağmen seviyoruz. O yüzden itiraf etmekten kaçınmayalım.. Aaa, bizi küçümserlerler diye düşünüp içimizden geçeni söylemek yerine klişelere sığınıp Eurovision'a bok atmayalım. 


Eurovision gecesinden notlarıma gelirsek; (Puanlama yapılmadan önce yapılmış yorumlardır..)

  • Sahne, dekor muhteşemdi. Açılıştaki sirk gösterisi de etkileyiciydi. O manada Ruslar benden giriş açısından sınıfı geçti. 
  • Bülend Özveren'in sesi Alev Sezer'in sesi gibi belleklerimize kazınmış bir ses. Başka açılardan da olsa, tıpkı Alev Sezer gibi özlenecek bir ses.
  • Açılışta geçen senenin birincisi Dima Bilan'ın sahneye gelişi de etkileyiciydi, ancak ilk ceketini çıkardığında ceketin sırtındaki iplere takılması komik bir görüntü ortaya çıkardı. Danscı kızlardan biri inisiyatif alarak ceketi çıkardı da çocukcağız daha fazla debelenmek zorunda kalmadı. Bu arada Rusya'da yeni nesil sanatçılar ne kadar da bu Dima Bilan'a benziyor. Hepsi aynı tip; bir zamanlar bizdeki herkesin Tarkan'a benzemeye çalışması gibi sanırım.. 
  • Patricia Kaas beklenen üzere güzel söyledi; ancak şarkısı bence çok kötüydü. Şu an melodisini hatırlamıyorum dahi. Öte yandan elbisesi inanılmaz zarif ve şarkının temposu açısından iyi seçilmiş bir elbiseydi, o açıdan bizim Hadise'nin alacağı dersler var seçimler konusunda. Tabii bu elbiseyle Düm Tek Tek söylenmez; sadece zevksizliğine gönderme yapıyorum. 
  • Hırvatistan'ın şarkısı Lijepa Tena'nın girişi fena halde "Historia de un amor", Sezen Cumhur Önal'ın sözleriyle "Benim bütün dualarım seninle" şarkısına benziyordu, ama devamı öyle gelmedi tabii.. Yine de fena şarkı değildi, eh işte diyelim.
  • Serdar Turgut'un bir zamanlar Portekizli tüm kadınlar çirkindir diye bir önermesi vardı. O zamandan beri dikkat ederim Portekizli kadınlara ve her seferinde Serdar Turgut'a hak veririm. Portekizli yarışmacı da sağolsun yanıltmadı. Aşağıda da görebileceğiniz üzere..

  • İzlandalı şarkıcı Yohanna gayet sevimliydi; aslında biraz kilo fazlası olmasa (ki elbisesiyle biraz kapamıştı bunu) daha da güzel olarak niteleyebilirdim. Şarkısı "Is it true?" da tam Eurovision formatında bir şarkıydı.  Derece favorilerimden. 
  • Yunanistan adına yine Sakis Rouvas katılmış, şaka gibi. Başka şarkıcıları yok herhalde.. Kötü bir Ricky Martin taklidisin Sakis, artık modası geçti senin gibilerin yahu; ya da öyle umut ediyorum. 
  • Ermenistan'in şarkısını sevdim. Bizim Kafkas "oy balam" türevi türkülerin, zenci gırtlağındaki iki kızca modern bir sound'da söylenmiş haliydi. Bir ara halaya kalkacaktım nerdeyse, ha ha diye bağıra bağıra; o derece.. Şarkının adı "Jan Jan".. Canımsın demekmiş Bülend Özveren'in aktardığına göre.. Benim ilk beşimde yer alır bu şarkı. 
  • Rusya'nın şarkısının sunulurken kullanılan kelime "Davai davai"'yı görünce bir anda yaz tatillerine gitti aklım. Zira çevrenizdeki Rusların en çok kullandıkları ikilemedir bu davai davai.. Hadi hadi anlamına gelir. Nitekim Eurovision şarkılarının sunumu da bununla oldu, şaşırmadım. Yalnız o şarkıcı kadını çok mu aramışlar bilemedim. Sanırım Bodrum vs. gibi yerlerdeki üçüncü sınıf barlarda bile bundan daha az ürkütücü ve güzel seslisi bulunur. Arka planda sürekli yaşlanan ve hüzünlenen halinin gösterildiği barkovizyon da beni bu şekilde düşündürtmüş olabilir tabii..
  • Azerbaycanlı şarkıcı Aysel tam bir afetti. Bu kızı bizim ülkemiz medyası kaçırmaz. Yakında Beyaz Show'a konuk olur. Sonra bir menajerle çıkmaya başlar. Ülkemizde bir kaset yapar vs. vs. Ama gerçekten hoş bir kızdı. Kıyafeti de muhteşemdi; dekolte bir kıyafet nasıl dansöz kıyafeti olmak zorunda değildiri Hadise'ye gösteren bir örnekti. 1989 doğumluymuş, babası da prof'muş. Bu ayrıntıyı da verelim. İşte Aysel:
  • Dünyanın en güzel kadınları Estonya'dan çıkar mı bilmem ama, Estonya'lı tüm kadınlar güzeldir. Hele keman çalıyorsa daha da güzeldir. 

  • Almanların şovu Eurovision gecesi şovu değil de, Revü şovu gibiydi. Yine de takdir ettik bu şovu, tebrik ediyoruz dansçı kızlarımızı. 
  • Hadise yarı finale göre daha rahattı. Kim ne derse desin ben Düm Tek Tek şarkısını seviyorum. Tamam oryantalist ezgilerin yer aldığı benzer şarkılardan bunaldık, ama bence bu şarkı benzerler içinde farklı olan, güzel bir şarkı. Hadise'nin şovu güzeldi, ancak o sahneye yakıştıramadığım, erkek vokalistin yeşil gömleği idi. Ne alaka yahu? Yani daha uyumlu bir şey seçilebilirdi. Son bölümde çıkan erkek dansçının ise çok kadın hayranı olacaktır. Yakında bir Ayşe Arman ropörtajı bekliyorum kendisinden.. Hadise'nin sesinin şarkının son bölümlerinde hiç çıkmadığını da eklemek gerek. Çok dans etmesine bağlanabilir, ancak yine de Eurovision yarışmasında şarkıcı şarkının büyük bölümünü vokallerine söyletmemeli kuralı olsa diskalifiye edilebilirdi. Öyle bir kural yok ve abartıyorum tabii ki, yine de rengini beğendiğim Hadise'nin sesinin yeterince güçlü olmadığını kabul etmek gerek. Bütün bu eksilere rağmen genel olarak beğendiğim bu performans ve şarkının bence birinciliği hak ettiğini söylemeliyim. 
  • Norveç favoriymiş.. Hadi canım siz de dedim içimden..
  • Rumen kızımız Elena'nın performansı da hiç fena değildi. Soft - Eurovision şarkısı tadındaki parçası, şovu ve kendisini beğendim. 
  • İngiltere'nin şarkıcısı Jade Ewen, Leona Lewis tadında fiziği ve sesiyle ve "It's my time" adlı güzel slow şarkısıyla İngiltere'nin yıllardır bu şarkı yarışmasına gönderdiği komedi şarkı, şarkıcı ve grupların ayıbını sildi resmen. O British Airways reklamı kokan komik şarkıyı hatırlıyorum da.. BBC'nin ünlü sunucusu Terry Wogan'i dinlemedim bu sefer, ama eminim kendi ülkesiyle dalga geçen kişi olmamıştır bu sefer. Hadise'den sonra bir başka birincilik adayım.
  • Rusların uzaya bağlanması çok şıktı; Yuri Gagarin'in anılması da güzeldi. Her ne kadar Dima Bilan'ın İngilizce söylemiş olması tezat oluştursa da, yine de eski büyük devlet kökenlerine gönderme tabii ki onlar açısından gerekliydi.
  • Oylama sürerken Rusya hakkındaki çeşitli bilgiler kısmı çok matraktı. Örneğin, sunucu kız Rusya dışındaki insanlar Rusya'da havanın bütün yıl boyunca soğuk olduğunu ve herkesin sürekli kaban, botlar giydiğini düşünüyor, oysa bu kesinlikle doğru değil derken, arkadan kar yağdırılıyor, ve yine arka planda kalın giyinmiş kişiler gösteriliyor. Sonra diyor sunucu, Rusya hakkında yanlış bilinen bir başka konu da, bizim sabah içmeye başlayıp akşama kadar içmeye devam ettiğimizdir. Oysa bu da kesinlikle doğru değil, derken arkada Vodkaları kocaman fıçılardan götüren insanlar gösteriliyor vs. Ben sevimli buldum. 


1 yorum:

Unknown dedi ki...

Oylamadan sonra da hadi canım dedin mi:)

17 Mayıs 2009 01:37