Bilica'nın hakemleri her maç aldatan hareketi


Fabio Bilica'nın sertliğin ötesinde, çirkef futbolu son maçlarda iyice ön plana çıkmaya başladı. Neredeyse her maç kırmızı kartın sınırından, hakemlerin hoşgörüsü (!) ile kurtuluyor Bilica. Hemen hepimiz, tarafsız gözle bakan Fenerbahçeliler dahi bunu gözlemliyordur.

Öte yandan, benim dikkat çekmek istediğim bambaşka bir hareketi Bilica'nın. Son 5 maçtır dikkat ediyorum, sürekli bir sonraki satırlarda anlatacağım hareketi tekrarlıyor Bilica..

Malum, bir defans oyuncusu, rakip oyuncunun önüne atılan topa daha önce yetişip, vücuduyla oyuncuyu toptan uzak tutmak, mümkünse topun kendisine değmeden auta veya taca çıkmasını sağlamak, eğer kendisine değmişse de, bir şekilde topa vurarak uzaklaştırmak ister. Bilica genellikle bu iki yöntemi değil, üçüncüsünü uyguluyor. Nedir o? Önce rakiple top arasına girilir ve rakibe kalça dayandırılır; sonra beraber ilerlerken, birden darbe almışcasına yalpalayarak düşülür. Herhangi bir darbe olmasa dahi, hakemlerin yüzde 99'u bu pozisyonlarda faulü çalacaktır ne de olsa. Nitekim çalıyorlar da..

Anlatmaya çalıştığım pozisyonlara, Bilica'nın Sivasspor'da oynarken Fenerbahçe karşısında bir maçta çekilmiş bu resmi en güzel örnek aslında.

Lütfen herkes bu harekete dikkat etsin; hakemler de ağır Bilica'nın topu kaybedeceği pozisyonlarda kendilerini aldattığı bu pozisyonu daha iyi süzmeye çalışsın!
Devamı

Mehmet Güven ve gençlere şans vermek


Blog ömrüm çok uzun değil. Ama yaklaşık 10 senedir internette çeşitli ortamlarda yazıyorum. Yazdığım tüm ortamlarda da, son 5-6 senedir, Galatasaray'da oynamanın ölçüsünün Galatasaraylılık ya da PAF'tan gelmek olmadığını, başta yeteneğin, sonrasında da o milyonların rüyası olan formayı sırtından çıkarmamak için çaba göstermenin ana kriter olması gerektiğini dile getiriyorum. Buna bağlı olarak, 5-6 senedir karşımıza nice örnekleri çıkan, efendim genç PAF oyuncuları neden oynatılmıyor vs. gibi söylemlerle hocaları yıpratanların karşısında duruyorum.

Hocaları yıpratmak deyince açmak lazım. Zira unutkan bir milletiz. Galatasaray'ı tarihinin en buhranlı döneminde şampiyonluğa oynatan, yakın tarihinin tek 5 gollü Fenerbahçe galibiyetini yaşatan, uzun yıllar sonra ilk kez bir sezonu derbi şampiyonu olarak kapattıran Hagi'nin temel eleştirilme yönlerinden biri o dönem PAF'tan çıkmakta olan Cafer Can, Mülayim, Zafer gibi isimleri oynatmamasıydı. Gün geçmiyordu ki, televizyon programlarında malzeme yapılmasın bu durum. Sonrasında aynı hikaye, Gerets döneminde de devam etti.

Oysa ben hep aynı şeyi savundum. Futbolcunun yaşı yoktur, futbolcunun tuttuğu takım yoktur. Önemli olan, yetenektir, istektir. Bir genç oyuncuya, sırf genç diye forma "vermezsiniz". O genç oyuncu formayı hakediyorsa "alır". Kimse de karşısında duramaz. En büyük örnek Arda Turan'dır. Arda gibi bir yetenek, kiralansa da, sakatlansa da, ne olursa olsun, isterse formayı alır. Hiçbir hoca da buna engel olamaz.

Hal böyleyken, Galatasaray'da senelerce abuk subuk futbolcular, sırf PAF ürünü diye kadroda tutuldu. Bu satırları, şu anda izlediğim Manisaspor-Fenerbahçe maçının devre arasında, Mehmet Güven'i izledikten sonra yazıyorum. Bu oyuncunun senelerce Galatasaray'da bir kişilik kadro yeri işgal etmesi, sırf PAF'tan diye, hakettiğinden fazla şans verilmesi, laubaliliğine kayıtsızlığına tahammül edilmesi, anlaşılması çok zor bir durumdur. Şu anda Manisaspor gibi kötü bir takımda dahi sırıtan bu oyuncu, senelerce Galatasaray'da oynadı. Bu tüm Anadolu'daki futbol sevdalısı genç oyunculara yönelik yapılmış bir ayıptır aslında. Hadi Aydın Yılmaz gibi bir isme, sırf Konya'ya attığı unutulmaz golün hatrına bir sene daha fazla şans verin; ya Mehmet Güven? Nasıl Galatasaray'da bu kadar kalmıştır, yıllar sonra bile cevaplanamayacak bir husustur.

Türk halkının her konuda olduğu gibi, bu konuda da sloganlarla konuşmasından çok etkilendiğimiz açık. "Aman da genç oyunculara şans verelim" sloganı ile haketmeyen isimler, doğal seleksiyondan kurtulabiliyorlar.

Mehmet Güven bu konuda bir simge olsun. Bir daha hiçbir haketmeyen "genç" oyuncu, sırf genç kimliğiyle bu formanın ciddiyetiyle oynayamasın.. diye dilerim..
Devamı