Daha fazla konuşmak yok!

Dünya Kupası'na katılan tüm ülkelerin olduğu gibi, İngiltere'nin de 23 kişilik resmi kadrosu açıklandı. Geçen 10 gün boyunca İngiltere'de olduğumdan, 30 kişilik kadronun 23 kişiye indirilmesine yönelik olan süreci çok yakından takip etme şansım oldu..

Bu süreçte, sürekli, Capello'nun eleyeceği 6 kişiye çoktan karar verdiği, ancak Gareth Barry'nin sakatlığının iyileşme sürecine göre son kararını vereceği yazılıp çizildi. Ancak iki temel isimde yanıldı İngiliz basını: Birincisi Walcott kesinlikle kadroda olarak çiziliyor ve Shaun Wright-Philips'in kadro dışı olduğundan emin ifadeler kullanılıyordu. İkinci noktada ise Baines'in yerine Stephen Warnock'un Ashley Cole'un yedeği olarak kadroya katılması sürpriz oldu.

Tüm İngiliz basını ve Capello, Barry'nin oynayıp oynayamayacağına kilitlenmiş durumdaydı. Klubü Manchester City'de, Tottenham Hotspur maçında sakatlanan Barry, henüz Milli takımla antrenmanlara katılabilmiş değil. İyileşme sürecini hızlandırmak için, oksijen çadırında dahi uyuyan Barry için Capello tüm sistemimin en kilit adamı yorumu yapıyordu. Hele ki, Meksika maçında orta sahada özellikle Carrick'in bekleneni verememesi ve Meksika'nın İngiltere'nin defansı arasında çok pozisyon bulması, endişeleri iyice arttırdı. Capello'nun tek şartı, Barry'nin Amerika ile ilk maçı oynayacakları gün, antrenmanlara başlayabilecek olmasıydı. Görünen o ki, doktorlardan bu garantiyi almış durumdalar. Grup maçlarını kaçıracak olan, antrenmansız Barry'den ne kadar faydalanabilecekler soru işareti. Ancak bu kadar çaresizce Barry'e sarılmalarının arkasında Lampard-Gerrard birlikteliğinin kağıt üstündeki harikalığına rağmen, yeşil çimde yıllardır yarattığı sorunlardan artık Capello'nun kurtulmak istemesi. Capello, Gerrard'ın hücum gücünden yararlanmak istiyor ve sol açığa yakın, ilerideki 3'lünün solunda oynatıyor. Eğer Barry oynayamazsa, Gerrard yine geriye gelecek; bu durumda da ikisi de hücuma çıkmayı çok seven bu ikiliyle, İngiltere orta sahasının defansif gücü oldukça yara almış olacak. Özellikle büyük maçlarda.

Bir diğer ilginç seçim ise Emile Heskey. Gol atmayan golcü deniyor kendisine; ancak yine de, ister son 8 Premier Lig maçında oynamamış, ister yaşlanmış, ister son Milli takım golünü seneler önce atmış olsun, tüm İngiltere Heskey'nin yardımcı forvet rolünü çok iyi oynadığını ve yanındaki forveti yıldız yaptığını düşünüyor. Capello genelde Heskey veya Crouch'u önde, arkasındaki üçlünün ortasında da Rooney'i geriden gelen forvet olarak oynatmayı düşünüyor. Büyük maçlarda, Rooney'nin en önde oynayıp, orta sahanın bir adam fazlalaştırılması da alternatiflerden biri.

Tekrar baştaki en şaşırtıcı seçime dönersek, Walcott'un kadro dışında bırakılmasının çok da yanlış olduğunu düşünmüyorum. Hızlı olmasına rağmen, son top kullanımı genelde çok istikrarsız olan bu tip futbolculardan hoşlanmıyorum. En yakın örneği, bizdeki Giovani Dos Santos'tur. Denk gelirse bir maçta sonuca etki eder böyle adamlar; denk gelmediği her maçta, orta sahada dripling yapıp, vaay dedirten, ama sonuca etki edemeyen adamlar olarak gelir geçerler. Bu manada daha tecrübeli Wright-Philips'in, hatta bir ara kadrodan çıkacaklar arasında gösterilen, bana göre büyük topçu, Joe Cole'un yedek olarak bulunduğu bir İngiltere çok daha güçlüdür. 4 sene önce tıfıl Walcott için kupaya götürülmeyen Defoe'nun da ahı tutmuş denebilir aslında.

Capello'nun gündem yaratan bir diğer kararı ise bir kaç yıl önce milli takımı bıraktığını açıklayan, hatta bu kararını, yazdığı otobiyografisinde, Milli takımdaki yenilgilerin kendisini Liverpool'daki mağlubiyetler kadar etkilemediğini yazacak kadar açık dille ifade eden Carragher'ın yeniden kadroya çağrılması oldu. Carragher, sakatlıklarla boğuşan İngiltere'de, hem sağ beke hem de stoperlere alternatif olacak. Carragher'ın bu dönüşü, bir çok İngiliz'de öfkeyle karşılansa da, Carragher, bu yaştan sonra bir Dünya Kupası daha görecek halim yok, Liverpool da da kötü bir sezon geçirdik, daha az maç oynayacağım, neden gitmeyeyim modunda.. Nitekim Dünya Kupası sonrası yine bırakacağını çoktan açıklamış durumda.

Bütün bu tercihlerden gördüğümüz ve Capello'nun bizzat kendisinin söylediği gibi, hoca İngiltere'nin en iyi oyuncularını kadroya katmaya çalıştı. Ancak görünen o ki, her ne kadar ilk 11'inde hala Terry, Ashley Cole, Lampard, Gerrard, Rooney gibi süperstarlar olsa da, Dünya Kupasını kazandıran kadro derinliğinin İngiltere'de çok da olmadığı yönünde. Ancak başlarında bu sefer muhteşem bir hoca var. Ve turnuva boyunca, oynadıkça büyüyen bir takım yaratmaması için hiçbir sebep yok. Lakin bunu gerçekleştirmek için, bu saydığım süperstarlardan ziyade diğer oyuncuların performansının çok üstüne çıkması gerekiyor.. Zira bu seneyi muhteşem geçiren ve şu anda İngiltere'de tam bir idol muamelesi gören Rooney gibi bir oyuncu dahi, tek başına bir şeyler kazandırmaya yetmez..Bakalım tshirtlerinde yazdığı gibi daha fazla konuşmadan sadece işlerine odaklanabilecekler mi? ve en önemlisi, penaltı atabilecekler mi? :)
Devamı