Almanya Kupası buyken, FA Kupa'sının hali ne öyle?

Bugün her iki maçı da göz ucuyla izledim. Bahsettiklerim gündüz Chelsea ile Portsmouth arasındaki FA Cup finali ile, akşam Bayern Münih-Werder Bremen arasındaki Almanya Kupası finali. Her iki maçı da, dediğim gibi göz ucuyla izlediğimden öyle yoğun bir analiz yapacak durumum yok. Sadece herkes gibi ben de, Chelsea'nin ilk yarıda 5 tane direkten dönen topunu görmüş biri olarak, uzun seneler boyunca bir yarıda en çok direkten dönen topu gördüğüm maç olarak bu maçı hatırlayacağım. Drogba'nın insan üstü baldırlarıyla o mesafeden sert kesme ayak içi vuruşuna ise 30 yıl sonra dahi şapka çıkaracağım.

Ancak değinmek istediğim bunlar değil. Değinmek istediğim, yukarıdaki resimde gördüğünüz Almanya Kupasının muhteşemliği karşısında, koskoca FA Cup'ın halinin resmen siteler arası futbol şampiyonasında verilen kupalardan farkı olmaması..

Tamam gelenekçilik bu tarz organizasyonlarda güzel ve fark yaratan bir şey ama, o kupanın da elden geçmesinin vakti gelmiş de geçiyor.. Almanya Kupası bu manada, Dünya Kupası ve Şampiyonlar Ligi kupasıyla birlikte gördüğüm en güzel kupalardan. Bundesliga şampiyonuna verilen şampiyonluk tabağı da çok orjinal ve heybetli.. Bu manada Almanları bu estetik bakış açıları anlamında kutluyorum..

Bir kutlama da, bu sene her yönüyle bana göre Avrupa'nın en iyi bir iki takımından biri olan Chelsea'ye.. Sonuna kadar hakedilmiş bir duble yaptılar.. Muhtemelen yarın bir başka duble yapacak olan Inter'e takılmasalar, Şampiyonlar Ligi'ni kazanmamaları için de hiçbir sebep yoktu.

Böylece, İngiltere, Almanya ve büyük ihtimalle yarın, İtalya Şampiyonları sezonu çifte kupayla kapamış olacaklar.. Son ikisinin, hala bu sayıyı üçe çıkarma ihtimallerinin olduğunu hatırlatmakta fayda var..
Devamı

Yazık bu Galatasaray taraftarına..

2000 yılından itibaren o kadar aptalca kararlara tanıklık ettik ki, o kadar rezil sezonlar geçirdik ki, artık Galatasaray taraftarı tam anlamıyla paranoyak oldu. Hiçbir şeye güvenmiyor, en basit şeyde bile "olmaz olmaz değil, kesin bunu da yaparlar.." korkusuyla günlerini stres içerisinde geçiriyorlar Galatasaray'la ilgili çeşitli konularda..

Bunların son örneği, Türk Telekom Arena stadının koltuklarının ne renk olacağı hadisesi. Düşünebiliyor musunuz? Bu bile bir korku vesilesi Galatasaray taraftarları arasında. Eşyanın tabiatı gereği, tüm spor klüpleri kendilerinin inşa ettikleri stadyumlarda, renklerine uygun koltuklar kullanırlar. (Kayseri Kadir Has stadyumundaki renk cümbüşünü saymazsak) Lakin, son 10 senede önce buz mavisi, sonrasında mor forma giymiş, gelecek sene yavru ağzı ve kül rengi forma çıkaracağı söylenen Galatasaray'ın, koltuklarında koyu kırmızı kullanması gerektiği gibi tartışmaya dahi açılmasına gerek olmayan bir durum, insanlarda ya gri, siyah vs. gibi renkler mi yaparlar mı korkusuyla, aylardır tartışılıyor. Bunda stadyum sorumlularının, "koltukların rengi üzerinde tartışılıyor.." şeklindeki açıklamalarının da payı büyük..

Neyin tartışmasını yapıyorsunuz yahu? Bazı şeyler vardır, tartışılır. Bazı şeyler vardır; öyle olmak zorundadır. Bu stadın koltukları da koyu kırmızı olmak zorundadır. Nokta.

Asıl bastırılması gereken konu, sarı koltuklarla Galatasaray yazısının yazılmasıdır. Bunun için de bastırmaya, hatırlatmaya gerek yok ya, neyse..

Orjinal olmaya çalışmayın, standardı tutturun yeter!
Devamı

Lost üzerine..

Sinema, dizi, kitap ve benzeri alanlarda, çok popüler olandan kaçmaya yönelik bir yapım vardır. Biraz suların durulmasını, o konudaki çılgınlığın sona ermesini bekler, ondan sonra izlerim, okurum vs. İşte Lost da bu tarz inanılmaz popüler bir dizi olmasına rağmen, henüz çok az kişi bu diziyi bilirken izlememe başlamamdan ötürü, bu yukarıda söylediğim özelliğimin tersine, 6 senedir bu dizinin her anını takip eden, dizinin her bölümü bittikten sonra tüm yabancı forumları, onları bunları okuyarak kendi kendime bir Lost ritüeli yaratan bir adam olup çıktım. Bir nevi benim çocuğum haline geldi bu dizi..

Lost'un en kötü bölümlerinde dahi Lost'tan soğumadım. Ve dizinin bitmesine şurda az bir süre kala, dizi üzerinden yapılan yorumlara bakıp, insanları süzgeçten geçirebilmenin mutluluğunu yaşıyorum. Efendim neymiş, Lost senaristlerinin söz verdiklerinin aksine bilimsellikten uzak bir hale bürünmüş. Bunu söyleyen aptaldır. Yahu, daha 1. sezonda, Black Smoke ortaya çıktığında bu dizi bilimsel olmadığını göstermişti zaten. Bu dizinin hayatın anlamını çözmesini bekleyenleri, ne bileyim final bölümünde adeta gerçek zaman makinesini yaptık, ahanda budur şeklinde bir sonla ortaya çıkmasını bekleyecek şekilde diziye anlam yükleyenleri anlamaktan yoksunluk çekiyorum.

Bu dizi, bana göre gelmiş geçmiş en muhteşem dizidir. Diziden beklediğim de, kendi içinde, 6 sezon boyunca ilmik ilmik örülen senaryonun, bittiğinde tutarlılığını korumasıdır. Hiçbir şekilde 6 sezon boyunca ortaya çıkmış yüzlerce sorunun teker teker cevaplanmasını beklemiyorum. Temel anlamda soruları cevaplayabilirler ve belirttiğim üzere tutarlılıklarını koruyabilirlerse, bundan daha zekice yazılmış bir senaryo daha uzun yıllar ortaya çıkarılamaz.

Ayrıca bu vesileyle, finali vs. kötü dahi olsa, 6 sene boyunca, yayınlandığı her hafta, 42 dakikamı muhteşem geçirtmiş, her bölümü bir macera filmi kalitesinde olan, bu kadar büyük bir emeği, o kötü finalden ötürü yerin dibine sokamam. Nasıl en iyi sitcom, kötü finaline rağmen Seinfeld'se, Lost da türünün en muhteşem örneği olarak şimdiden gönlümde yer kazanmıştır; kötü bir final yapacak dahi olsalar. Bu manada, dizi bittiğinde, tüm 6 sezonu, artık hikayeyi bilen biri olarak yeniden izleyeceğim.. Tıpkı senelerdir Seinfeld'i veya Friends'i izlediğim gibi..
Devamı