Harold "Harry" Kewell


Bilenler bilir, 22 senedir Galatasaray'ı tutkuyla takip ediyorum. Çok oyuncular geldi, geçti. İz bırakanları oldu, sevdiklerimiz oldu, nefret ettiklerimiz, adını anmak istemediklerimiz oldu. Ancak pek azı, ulan Allah ömür verir de yaşarsam, ileride torunlarıma anlatacağım seni deme sıfatına erişti.

İşte Harry Kewell, bu az sayıdaki ismin son halkası. Bir 50 sene sonra, Galatasaray'da bir Harry Kewell vardı; bu adam öyle bir futbolcuydu ki, Galatasaray için sol açık, sağ açık, forvet arkası, forvet oynadı, hatta çok kritik bir Avrupa deplasmanında stoperi atılınca takımımızın, yedekte stoperi olmayan teknik adamımız çaresizce etrafına bakınırken, elini göğsüne vurup, ben defansa geçiyorum deyip, stoper oynadı; yetmedi, bir sonraki maçta da stoperde oynayıp, aynı maçta bir de penaltıdan gol attı; şövalye gibi adamdı, sahaya çıktığında Galatasaray seyircisi böyle bir futbolcuya sahip olduğundan gurur duyardı; adam gibi adamdı, takımın en yıldız oyuncularından biri olmasına rağmen, arkasında büyük bir kariyer olmasına rağmen, 22 yaşındaki bebelerin kaptan olduğu ortamda gık çıkarmaz, işini yapardı; sahaya en kötü oynadığı maçlarda dahi ruh koyar, şampiyonluğu herkesten çok isterdi; adına şarkılar söylenir, "Kewell for Galatasaray" deyişi içimizi pır pır ettirirdi diyeceğim torunuma..

Bu takımın olması gereken gerçek kaptanı.. O forma sana çok yakışıyor.. Herkes seni örnek alsın.. Tüm Türkiye'deki 6-15 yaş arası sporcular seni örnek alsınlar ki, Türk sporu bir yerlere gelebilsin..

Lütfen kal; sözleşmeni uzat.. Bu takımın sana daha çok ihtiyacı var Avustralyalı..
Devamı

Elano! Tek pas oynamayı Arda Turan'a öğret!


Arda Turan'a olan antipatim giderek artıyor.. Bu takım ne çektiyse, kendini en Galatasaraylı gören, klüp üzerinde tahakküm kurmaya çalışan futbolculardan çekti. Üzülerek görüyorum ki, Arda Turan da bu futbolcuların arasına adım atmış durumda.

Maç sırasında sürekli bir şeyler ispat etme kaygısında. Kafasında sürekli kırk düşünce dönüyor. Oynadığı oyundan zevk almıyor; zevk almaktan başka kaygıları var kafasında. Elimi şöyle kaldırırsam taraftara şöyle mesaj veririm; yüzümü böyle asarsam medyaya mesaj veririm; şurda şu şutu çekersem, yanımda benden müsait Elano anlar ki bu takımın lideri benim.. misali, bir sürü tilki dolanıyor kafasında.

Bu düşüncelerle dolu bir beynin, Allah'ın kendisine verdiği o muhteşem yetenekleri düzgün kullanmasına imkan yok.

Bu anlamda, en kötü oynadığı dönemde dahi 5 maç üst üste dökülse de 90 dakika oynatılsın dediğim Elano, yavaş yavaş ön plana çıkmaya başlıyor. Zira, Elano'nun kafasında hesap yok! En müsait kimse, o anda yapılması en BASİT ve en DOĞRU hareket neyse, onu yapmaya çalışıyor. Doğruyu yapmaya çalışırken yine hata yapabilirsiniz, ama önemli olan doğruyu hedeflemektir. Arda Turan bir kontratakta kendi eksi etrafında dönüp, 10 kişiye çalım atıp 1 metre ilerleyememişken, Elano tek pasıyla tüm oyunun yönünü değiştiriyor, oyunculara alan açıyor.

Geçen hafta, tam 3 pozisyona girmişti Elano. Şanssızlık olarak girmedi. Ancak bugün itibariyle, yine girdi pozisyona ve bu sefer golünü ağlara bıraktı. Daha da bırakacak. Yeter ki, kafasında kırk tilki dolaşan Kurtlar Vadisi raconcuları, Elano gibilerinin ayağını kaydırmaya çalışmaktansa, bu adam nasıl basit oynuyor, neden bu adam 40 küsür kez Brezilya Milli takımında oynamış, neden ben yazın rezil barlarda gezip tozacakken, bu adam Güney Afrika'da Dünya Şampiyonluğuna oynayıp Kaka'sıyla, Robinho'suyla yarenlik edecek, analiz etsinler.

Emin olsunlar, bunu becerebilirlerse, kendileri de yücelir; o çok sevdikleri mesajını vermeye çalıştıkları Galatasaray da!
Devamı