Acıma Duygusu

Şu an Galatasaray-Bursaspor maçının devre arasında Chelsea-Stoke City maçına dönmüş durumdayım. İlk yarısını 3-0 bıraktığım maçta, Chelsea açtığımda 6-0 öndeydi.. Sonrasında Malouda ile bir gol daha buldular ve maç 7-0 oldu..

Henüz bir kaç hafta önce Martin O'Neill'ın Aston Villa'sı gibi bir takıma 7 gol atan Chelsea'nin yine ligin orta sıra takımlarından biri olan "Tuncay'lı Stoke City'e" 7 gol atması şaşırtıcı değil. Eğer bu sene gerçekten bana göre Barcelona'dan vs. sonra Dünyanın en iyi futbol oynayan bir kaç takımından biri olan Chelsea şampiyon olamayıp da, uyuz futboluyla Manchester United bunu başarırsa, futbolun adaletine yönelik söylemlerimiz güçlenecek.

Ancak benim konum bu değil. Benim konum, Chelsea'nin maç 7-0'ken, 90. dakikada hala aynı şevk ve istekle 8. golü aramasını görmem. Diğer tüm Türk takımlarından vazgeçtim, Galatasaray'ı gözünüzün önüne getirin. Senelerdir, Galatasaray'ın herhangi bir rakibine karşı bu tarz bir fark için mücadele ettiğini gördünüz mü?

İşte ben bu durumun başındaki en büyük etmenlerden biri olarak, Türk Futbolcularındaki acıma duygusunu görüyorum. Elbette, Türk futbolunda, oynamaktan ziyade oynatmamaya yönelik, "iyi oynayamazsın belki ama kötü mücadele edemezsin" mottosuyla şişirilmiş kazmaların el üstünde tutulduğu bir ortamda, bu tarz farklı skorların çokça görülmesini beklemek hayalcilik olur. Ancak yine de, benzer bir ortamda farzedin ki, Galatasaray 6-0 önde olsun; 7. golü atmak için aynı hevesi gösterir mi, yoksa oyunu, rakip arkadaşları rencide etmeyelim diye düşünerek rölantiye mi alır?

Daha bir kaç hafta önce benzer örneğini Diyarbakırspor maçında görmedik mi? Ahı gitmiş, vahı kalmış Diyarbakır karşısında 50. dakikalarda 4-0 öne geçen Galatasaray sonraki 30 dakika boyunca top dolaştırıp bir de golü ağlarında görmedi mi kalan sürede? Bunda Diyarbakırlı oyuncular zaten düştü, daha fazla üzerlerine gitmeyelim bilinç altı kaygısı yok muydu hiç?

Bilmiyorum, belki de yanılıyorum. Belki de sorun, senelerdir o dakikalarda tekrar tekrar gol arayacak fizik gücüne sahip olmamamızdır. Lakin, her sene mi böyleydi? Galatasaray şampiyon olduğu senelerde dahi sürekli farka gidecek maçları rölantiye çevirdi senelerdir. İşte ben bunda bir numaralı gerekçe olarak, "düşene biz de vurmayalım"anlayışını Galatasaray'da hakim kılan futbolcuları görüyorum.

Not: Bu yazı senelerdir 7 gol attığımızı görmemenin acısıyla yazılmıştır.
Devamı

Bravo Daum

Futbolun psikolojisini çok iyi bilen, Türk insanının özelliklerini çok iyi çözmüş olan, kah Atatürk'e övgüler düzüp, kah oynattığı dudaklarıyla İstiklal Marşı'nı söylemece yapıp senelerdir ülke halkına şirin gözükmeye çalışan, derbiler öncesi deplasmanda oynayacaksa centilmenlik mesajları veren, kendi sahasında oynuyorsa oyuncularına gerginliği arttırmak için her türlü direktifi veren Christoph Daum haftalar önce kendisinden hiç beklenmeyecek kritik bir hata yapmıştı.

Galatasaray maçı sonrası, Yılmaz Vural'a laf atmış ve Vural'ın kendisine yönelik bilenmesine zemin hazırlamıştı. Unuttuğu bir şey vardı ki, Fenerbahçe şampiyonluk yolunda en kritik maçlarından birini 31. haftada o Vural'ın takımı Kasımpaşa'ya karşı oynayacaktı.

İşte bunun hemen farkına varan Daum'un, yaklaşık 2 haftadır, aracılar vasıtasıyla Yılmaz Vural'ın gönlünü almaya çalıştığı haberleri basına düştü. Bu çabalar sonuç getirdi ve Daum'a karşı kendini kanıtlama çabasındansa, klasik Türk insanı olarak hemen yelkenleri suya indiren Yılmaz Vural figürüyle, helva gibi bir Kasımpaşa sahada yer aldı.

İşte Yılmaz Vural, sen bu akıl oyunlarını oynayamadığın için hiçbir zaman büyük takımların başına geçemeyeceksin. O maç öncesi, ben çok centilmenim, önemsemiyorum Daum'la yaşadıklarımı pozu verip defalarca öptüğün Daum, şimdi içinden "nasıl da kandırdım aptal Türk'ü" diye geçiriyordur..

Kasımpaşa'ya 600 bin lira verilip alınan biletler.. Maç öncesi düşürülen tansiyon.. Maça atanması sağlanan Galatasaray maçında son dakikada Dos Santos'a penaltıyı çalmayan, bu hafta da UEFA Yarı finalinde düdük çalacağı için yıpranmaktan kaçınan Cüneyt Çakır.. Bunların hepsi, şampiyonluk yolunda bir yönetimin yapması gerekenlerdir.. İşte bu yüzden, şampiyonluk ekip işidir. Sadece futbolcularla kazanılmaz.
Devamı