Bir tek ben mi farkettim? - II

  • Galatasaray-Diyarbakırspor maçı öncesi, Bahri Havadır'ın, Galatasaray'ın kötü giden dönemlerinde klasik olarak vermeyi atlamadığı, "efendim aldığımız bilgilere göre bugün 6 bin bilet satılmış" şeklindeki haberini ve hala yaklaşık 10 binden fazla kombinenin olduğu, 22 bin kapasiteli bir stadyumda, 6 bin bilet satılmasının yansıttığı gibi kötü bir durum olmadığını idrak etmekten uzak olduğunu,

  • Vedat İnceefe'nin hala formunu koruduğunu ve "artık futbolcular arası paylaşım yok, herkes bilgisayarını alıp odasına çekiliyor.. Bizim zamanımızda Florya'da ağaçların altında alırdık çekirdekleri, gırgır şamata yapardık; Popescu çekirdek yemeyi, Hagi Türkçe konuşmayı, öyle öğrendi" diyerek güzel bir noktaya parmak bastığını,

  • Ahmet Çakar'ın programda "Frank Rijkaard'a hakaret etmek istiyorum.." diyerek terbiyesizliğine terbiyesizlik kattığını,

  • Aynı programda, Çakar'ın, "takımı 27 hafta kampa almayıp, Sivas maçında kampa aldıran hocaya ne dersiniz?" sorusuna, Serhat Ulueren'in "Adam değilsin derim, hoca değilsin derim" diyerek kendi adamlığından örnekler sergilediğine,

  • Real Madrid-Barcelona maçını yine mikrofonunu doğru düzgün takmadığından, ne dediğini anlamadığımız bir şekilde yorumlayan Rıdvan'ın, maçın sonunda 20 puan gerideki Valencia'nın durumunu sorgulayıp, 2 dakika 3lü averajda ne olur diye beyin jimnastiği yaptığını,

  • Aynı Rıdvan'ın, aynı maçın sonunda, şu 3 senedir izlediğim Barcelona takımı gibi takım görmedim derken, o 3 sene öncesinde takımın başında sürekli hocalığına laf ettiği Rijkaard'ın bulunduğunu muhtemelen hatırlamadığını,

  • Aynı maçta, Rıdvan'ın ilk maçtaki skor neydi sorusuna, Ercan Taner'in tam bir dakika sessiz kalarak cevap veremeden konuyu değiştirdiğini,

  • Diyarbakırspor maçında Caner'in, Atletico Madrid maçında atılmasına sebebiyet veren harekete benzer 3 tane faulü yaparak, ders almadığını gösterdiğini,

  • Metin Aktaş'ın yaşıyor muydu yahu denecek kadar uzun süre sonra 33 yaşında yeniden Turkcell Süper Lig'de boy göstermeye başlamasının Diyarbakırspor'un düşeceğine kesin işaret olduğunu,

  • Mehmet Topal'ın maskesinin bağlantı noktalarının sarı-kırmızı parçalı yapıldığını ve Cemil İpekçi'nin yakın dostu arkadaşımızın bu anlamda da stilinden ödün vermediğini
Bir tek ben mi farkettim?
Devamı