Güçlü Futbolcu Golü Kendine Yazdırır..
2003 yılında Olimpiyat Stadında oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçını hatırlarsınız..
Devamı
Hani 2-2 biten..
Hani 70 bin küsür kişinin geldiği ve derbi tarihinin seyirci rekorunun kırıldığı..
Hani Muhittin Boşat'ın son dakikada Luciano'nun eliyle blokladığı topa penaltı vermediği..
Hala mı hatırlamadınız?
O zaman hani Prates'in şutunda, Hakan Şükür'e göre düşünerek vurması sonucu, izleyen herkese göre ise kendisine çarpması sonucu ağlara giden topla bir golün geldiği, Galatasaray'ın Fenerbahçe maçlarında bulduğu nadir şanslı gollerden birinin olduğu maç dersem, kesin hatırlarsınız..
İşte konumuz bu golle ilgili.. Bu gol bildiğiniz gibi, Prates'e değil, Hakan Şükür'e yazılmıştı hemen.. Hala da kayıtlarda öyle yazılıdır. İtirazımız yok buna diyelim ve bu hafta Arda Turan'a yazılan ikinci golü inceleyelim.. Benzer bir şekilde Arda topa vuruyor, top ceza sahasının girişinde dolanan Nonda'ya çarpıp yön değiştiriyor ve ağlara gidiyor.. Gol Nonda'ya yazılmalı değil mi az önceki gole benzerliği nedeniyle?
Hayır tabii ki, Nonda kollarını açmış sola doğru koşarken, kameralar O'na dönmeye bile tenezzül etmeden sağa koşan Arda'ya dönmüştü bile.. Biraz sonra da hoparlörden Turan soyadının anılması gecikmedi.. Kimse de golün kime yazılması gerektiğini tartışmadı bile..
Ee, bir çok alanda olduğu gibi, futbol da, güçlünün, popülerin hakim olduğu ve yüceltildiği bir alan.. O yüzden popüler isimler söz konusu olduğunda içtihat geçerli değil.. O zaman Hakan Şükür "düşünerek" atmıştır golü, şimdi de Arda Turan Nonda'ya çarptırmıştır bilerek.. Tabii yerseniz..