Türk sporunun çiğliğinin, kalitesizliğinin bir numaralı müsebbibi Türk Basınıdır..

Yıllardır aynı numaralar..

Yıllardır aynı senaryolar..

Yıllardır kendi kokuşmuşluklarını, kendi kalitesizliklerini, kendi çapsızlıklarını bir irin gibi her yere kusan aynı kişiler..

Türk sporunda güzel bir şey olmasına tahammül edemeyenler.. Hep kendi içlerindeki pisliklerin, entrikaların başka yerlerde de olması gerektiğine şartlanan çapsızlar..

Yine başladılar..

Masa başında ürettikleri senaryolarına Milan, Rijkaard'ı istiyor, Rijkaard da gönüllü bölümünü kattılar.. Kendileri uydurdular, küçük beyinli bazıları da inandı.. Fatih Gökşen tadında çapsız yöneticiler, Galatasaray'a en büyük zararı veren zeka yoksunluklarını bu senaryolara hemen inanarak, "Milan, Rijkaard'ın aklını karıştırmış" demeçleriyle kustular..

Oysa ortada böyle bir teklif yok! Bir sürü yerde söylendiği gibi (aceto balsamico ilk olarak), google news'da, İtalyan haberlerini, İngiliz haberlerini tarayın; bir tane Rijkaard Milan haberi yok. Lakin masa başında oturalım, çok bilmiş havamızla, şu takımı bir karıştıralım diyenler, şu anda amacına ulaşmış durumda.. Çünkü kamuoyu da güdülmeye müsait, kamuoyu da sabırsız..

Oysa, Milan'ın Rijkaard'la ilgisi yukarıdaki altın günlere ait fotoğraflardan birinden ibaret..

Yazık..

Bizlere Hikmet Karaman'lar, Hüseyin Kalpar'lar, Ümit Kayıhan'lar yakışır..

Tıpkı çapsız Türk basınının da yakıştığı gibi..
Devamı