Keita varsa, her şey olabilir..


Abdul Kader Keita'yı galiba en iyi anlatan cümle bu.. Açıkçası, Keita sahadayken benim içimde her zaman bir umut var. Her an bir şeyler yapabilir, sonucu değiştirebilir düşüncesini yaratan bir oyuncu. Hayır, hayır, bu yıldız futbolcular için söylenen klişelerden değil; hani "kardeşim, adam araya bir top yapar, bir şut çeker, yıldız oyuncuyu sahada tutacaksın" yargısı değil yani.. Keita'nınki bambaşka bir şey. Sanki bu adam istese maçı zaten bir şekilde alır hissi vermesi..Yahu Keita'ya gelirse, durduramazlar nasılsa düşüncesi..Tıpkı bir uzaylı gibi..

Bu nasıl bir yetenektir?

Peki Keita neden Türkiye'de? Bence kendisinden bir kaç kat daha fazla yetenekli olduğu Ribery on milyonlarca Euro edip, Real Madrid'ler için adını geçirirken, bu sihirbaz neden Türkiye'de?

İşte bu noktada, oyun zekası dediğimiz hadise ön plana çıkıyor. Ribery, yetenek olarak gerideyken, oyun zekası olarak Keita'nın fersah fersah ötesinde. Keita'nın örneğin bu yetenekleriyle, sezonun ilk yarısını 7-8 gol, yaptığından 7-8 fazla asistle bitirmesi gerekir. Ancak son noktada, o öldürücü son pası her zaman yapamıyor. Sert kesmeler, her zaman sonuç getirmiyor.

Antalya maçından sonra, üst üste ikinci maçta da galibiyeti getiren asisti yapan oyuncuya neden böyle diyorsun diyenler olabilir. Diyorum, çünkü isyan ediyorum. Hayatımda bu ülkede gördüğüm en yetenekli oyunculardan birinin, Galatasaray'ıma tek başına şampiyonluğu getirmesini istiyorum ikinci yarı. Zira bu kapasitesi var. Zira bu yetenekleriyle başa çıkacak defans sistemleri, oyuncuları yok Türkiye'de..

Seni Galatasaray formasıyla izlemek zevk; seni o delidolu tabanca halinle Şampiyonluk kupasını kaldırırken izlemek daha da büyük zevk olacak inşallah..
Devamı