Sabır Sabır Sabır


Tüm forumları geziyorum, uzun yıllar sonra ilk kez Galatasaraylılarda sezon öncesi çok pozitif bir hava var. Uzun yıllar sonra ilk kez bir hocanın arkasında bu kadar birleşildi.. 
Bunlar çok değerli şeyler. 
I. Fatih Terim döneminden itibaren kaybettiğimiz şeyler.. 
Sürekli hocalar konusunda bölünen, bu sinerjiyi her ortamda hissettiren Galatasaray camiası, bunun başarısızlıklarda çok önemli bir faktör olduğunu bir türlü kavrayamadı. Çoğu zaman Hıncal Uluç'un bir teknik adamı korkaklıkla, bir diğerini gençlere yeterince değer vermediğini söylemesi dahi yetti homurdanmaların yükselmesi için..(Yakındır kendisinin Rijkaard abartıldığı kadar büyük bir hoca değil, ben olsam o parayı O'na vermem demesi..)
Ancak ilk kez, Galatasaray taraftarı A'dan Z'ye güvenmek istediği, inanmak istediği, geçmişi buna olanak tanıyacak, bembeyaz bir sayfa vaadeden bir hocayla tanıştı..
İşte gün, bugündür.. 
Rijkaard'ın oynatmak istediği oyunun sonucu bizi nerelere getirir, hepimiz tahmin edebiliyoruz. Sabrın sonunun meyvesinin ne olduğunu hepimiz biliyoruz..O yüzden o Kızıl Elma'ya ulaşana dek, Rijkaard'a destekten asla vazgeçmemeliyiz. Her türlü sabrı göstermeliyiz. 
Lütfen bu sefer, oydu, buydu, şuydu diye bölünmeyelim.. 
Yekpare bir şekilde Rijkaard'ın bizi sürükleyeceği güzel futbol ülkesine yolculukla O'na yardımcı olalım..
Devamı

Rijkaard'in Basın Toplantısından İzlenimler

Rijkaard'ın basın toplantısından izlenimlerimi sıcağı sıcağına yansıtayım:

  • Galatasaray'ı inanılmaz benimsediğini, buraya gelmeyi çok istediğini satır aralarında, alakasız sorulara dahi klübün büyüklüğü ve tarihinin altını çizerek verdiği cevaplarla gösterdi. Bu çok önemli. Sadece para için buraya gelmediğini, yeni bir "challange"'a isteyerek ve tutkuyla başladığına dair bir gösterge. 
  • Henüz futbolcuların hemen hemen hiç birini tanımadığını ve herkesin kendisiyle temiz bir sayfa açacağını söyledi. Yani şu oyuncu sorunluydu, bu oyuncu sakattı; böyle şeylere değil, gördüğüne önem verecek ve ona göre hareket edecek.
  • Benzer bir şekilde, oyuncunun milliyetinin, isminin değil, oynadığı mevkiinin ve yaptığı işin önemli olduğunu söylerken, kafasında bir oyun planı olduğunu ve oyuncuları o plana göre seçeceğini söyledi. Bu da demektir ki, pragmatik yöntemlerle oyuncuya göre sistemle başarıya ulaşmaya çalışmayacak Rijkaard. Bunun yerine belki biraz da zaman alacak olsa da, kafasındaki futbolu sahaya yansıtmaya çalışacak.
  • Basın mensuplarına verdiği cevaplarda çok olgun ve zekiydi. Basının aptalca sorularında dahi sıkılmadan, en üsturuplu cevapları verdi. Örneğin, tuzak bir soru olan, yönetimin siz gelmeden önceki transferleri hakkında tasarrufunuz ne olacak sorusuna, bunun kadar doğan bir şey yok, klüpler geleceğini düşünerek hareket etmek zorunda. Ben dün burda değildim, bugün burdayım, ne olacağını bilemezsiniz hayatta. O yüzden kişilere bağlı transfer yapamazsınız diyerek hem basını taca çıkardı, hem de yönetimle birliktelik sergiledi.
  • Her manada çok büyük bir karizma olduğunu her cümlesinde gösterdi. Oyuncuların kendisine büyük saygı duyacağına eminim.
  • Yardımcıları konusunda henüz son nokta konulmamış, umarım Neeskens'de bir pürüz olmaz. 
  • Son olarak, basın toplantısının yapıldığı yer ve organizasyon çok kötüydü. Böyle bir isme daha şaaşalı bir tören yakışırdı. 
Devamı

Sen Kimsin?

Her fırsatta Galatasaray'a boyunu aşan laflarla saldırırsın.. 

Senelerdir Anadolu'nun mali açıdan en kuvvetli takımını 7.liği başarı gören bir takım olmaktan öteye taşıyamazsın, ama yine de böbürlenirsin de böbürlenirsin..

Şimdi de iki büyük camiayı Mehmet Topuz transferiyle yine birbirine düşürüp, beylik açıklamalarla kendini ön plana çıkarırsın..(Bunu yaparken dahi yine Galatasaray'a sallarsın..)

Sen kimsin be adam? Kendini ne sanıyorsun? Ne başardın Türk futbolu için? Türk futbolunun kitabını sen mi yazdın? Çapın nedir? Haddin nedir?

Galatasaray'ın bu adamla değil masaya oturması ileride herhangi bir futbolcu için, muhatap kabul etmemesi lazım herhangi bir organizasyonda.. 

Seni takip etmeye devam edeceğim Süleyman Hurma..
Devamı

Rijkaard'dan beklentiler

İsmen çok ama çok büyük bir transfer oldu.. Galatasaray'ın belki de Derwall'den sonra en çok ses getiren teknik adam transferi.. Tüm dünyada ajanslarda bir numaralı spor haberi olarak geçirilecek kadar büyük bir transfer.. 

Lakin hepimizin bildiği üzere, isim her zaman başarının garantisi değildir.

Bu Rijkaard için de öyle olacak. 

Hatta muhtemelen ilk senesinde başarısız olacak. 

Ama iş asıl orada başlıyor. Eğer Galatasaray taraftarı, bize umut veren futbol oynatsın bir adam, biz şampiyon olmasak da sabır gösteriririz söylemlerinde samimiyse, işte gün bugündür.. Rijkaard'a sabrederek, yıllar boyu Galatasaray'ın futbol ekolünün yönleneceği bir Total Futbol anlayışına sahip olabiliriz..

Kolay mı olacak?  Pek tabii hayır..

Gelelim şimdi Riijkaard'in artılarına ve eksilerine: 

Yüksek egosu, kendini beğenmişliği, Hollandalılara özgü ne olursa olsun açık ve net herşeyi söyleyebilme karakteri ile bu yapıya alışmamış Türk oyuncuları avucunun içine alması zaman alacak.. Henüz Barcelona dışında başarıyı yakalayamamış olması ve Sparta Rotterdam'a küme düşürmesi başka bir soru işareti.

Öte yandan, kariyerinde kazanılabilecek herşeyi kazanmış olması nedeniyle futbolcuların büyük saygı duyacağı, taraftarın şimdiden bayram havasına girecek kadar arkasında duracağı bir ortama geliyor olması, yardımcılığını büyük futbolcu - büyük yardımcı Neeskens'in yapacak olması bu psikolojik eksilere cevap olabilecek artı özellikler.

Bir diğer faktör de, Hollanda futbol mantalitesinin Türkiye Liginde başarıyı en çabuk getiren mantaliteye, yani büyük takımlar hep ofansif oynamalıdır mantalitesine çok yakın olması. Benim hatırladığım, Türkiye'de büyük takımlara gelen ilk Hollandalı Guus Hiddink idi, ancak daha çaylak zamanlarıydı ve Fenerbahçe'nin Aydınspor'a 6-1 yenildiği sezona imza attı.. Daha sonra üç büyüklerde Hollandalı hoca yer almadı. Belki Benelüks ülkesinden olması babında Gerets bu kategoriye sokulabilir ve de başarılı geçirdiği sezondaki ofansif anlayış hatırlanabilir. 

Bu minvalde Rijkard'a sabredilirse, Galatasaray'ın her zaman oynamaya çalıştığı ofansif, göze hoş gelen futbolu oynamak için hiç bir engel yok.. 

Son olarak bir dip not vereyim: Beşiktaş'ın şampiyonluk kutlama gecesinde Rüştü Reçber, Telegol'e konuk oldu. Orda ismi Fenerbahçe ile geçen Rijkaard'i değerlendirmesini istediler. Lütfen yanlış anlamayın, yıldızımız barışmadı diye söylemiyorum ama bunca yıldır bu kadar çok hocayla çalıştım, gördüğüm en kötü teknik direktördü dedi.. Bunu da hatırlayalım. Galatasaray'da geçireceği süreçte Rüştü mü haklı çıkacak, yoksa o zaman yediği hatalı gollerde katıla katıla gülüp Rüştü ile alay eden Rijkaard mı?

Not: Bana futbolu sevdiren iki takımdan biri olan dönemin Milan'ının orta sahadaki dinamasu Rijkaard benim için Milan'lıdır. O yüzden Milanlı bir resmini koydum.
Devamı