Sit-comcular pek de entel canim..

Kelebek yazari Cengiz Semercioglu’nun dunku yazisindaki bolumlerden birisi tipki asagida alintiladigim gibiydi. Once onu okuyalim hep beraber:

“Kendime ödev

Evde nereden elime geçtiyse, yillar sonra Quills’i (Düslerin Efendisi) yeniden taktim DVD’ye...

Sadizm kavraminin yaraticisi Marquis de Sade’in hayatini anlatan bir film bu.

Geoffrey Rush ne güzel oynar bu filmde...

Ama ben bu filmde en çok akil hastanesindeki delileri oynayan küçük rolleri begeniyorum.

Quills’in üzerine bu yaz sicaginda Sodom’un 120 Günü’nü tekrar okumak çekilmez ama Pasolini’nin Salò o le 120 giornate di Sodoma’sini tekrar izlemek farz oldu artik.”

Okudunuz mu? Cengiz Semercioglu da bir kere daha okusun hatta. Okudugu anda da, onundeki bilgisayarin kapagini kapatalim ve kendisine hizlica arka arkaya soralim:

Sadizmin kavraminin yaraticisi kimdir Cengiz? Ha?

Pasolini’nin hangi filmini tekrar izlemek istiyorsun? Bir cirpida soyle bakalim?

Geoffrey Rush’in en sevdigin iki filmini soylesene Cengiz? Ha? Cabuk soyle Cengiz..

Bu sorularimiza, bir dakika once kendi yazdigi yazisini okuyan Cengiz Semercioglu cevap verebilecek midir acaba?

Hastasiyim, bu sit-com gazetecilerinin, kendilerine olmadik bir entel kimlik yukleme cabalarinin..

Cengiz Semercioglu gibi son yillarda bir sekilde turemis, Fatih Altayli’nin Hurriyet’ten ayrildigi donemde O’na saldirarak kosesindeki yeri saglamlastirmis, Medyatava.com sitesinin sahibi olarak Medya uzerinde her daim kullanabilecegi bir guce de kavusup, kendisini olmadik yerlerde bulmus bir ismin neyinedir entellektuellik? Hayir bunu Ertugrul Ozkok yazsa, Kanat Atkaya yazsa, sig durmaz. Ama sizin gibiler uzerinde sig duruyor Cengiz Semercioglu. Bir sekilde cok iyi bir yer edinmissiniz Hurriyet gibi bir gazetede. Birakin kendinizde olmayan ozellikleri varmis gibi gosterme cabalarini da, bulundugunuz yere odaklanin, polemik yazin, dedikodu yapin, bunlardan nemalanin.

Bana da Sadizm kavraminin yaraticisini andirmayin..

Devamı