6 Ekim 2010 Çarşamba

Kisiliksiz bir camiayi silkelemek icin: FATIH TERIM


Bu noktaya gelmek cok aci. Ne hayaller kurduk 1 sene once Rijkaard Galatasaray’a geldiginde. Lakin olmadi. Galatasaray’in vucudu kabul etmedi bu asiyi.

Bugun geldigimiz noktada, hocalarindan nefret eden bir yeteneksiz futbolcu toplulugu, dengesi iyice bozulup, hata uzerine hata yapan bir teknik adam ve basiretsizligi artik spor tarihi kitaplarina gececek bir yonetimle karsi karsiyayiz.

Daha onceki yazilarimda da degindigim gibi, kisiliksiz bir takimiz artik. Kisiliksiz bir camiayiz. Gozbebegimiz kaptanimiz dedigimiz oyuncu dahi, mutlulugu Milli takim kampinda buldugu icin, kendini orda feda ediyor. 3,5 milyon euro maas verdigin oyuncuyu tu kaka ediyorsun, adam mutsuzluktan kafa izni alip ulkesine gidiyor. Federasyonu eziyor, Aytekin Durmaz gibi sunepe hakemi dahi eziyor, Fenerbahce’si, Besiktas’i eziyor, samaroglanina donuyorsun. Evet, pembe formali bir samaroglanisin. Busun.

23 yasindaki veletlerin kral oldugu, bu camiada benim diyen futbolcularin sahip olmadigi imtiyazlara sahip oldugu, yabancinin, yabanci futbolcunun dislandigi, adam kayirildigi bir ortamda basarinin gelmesi cok zor. Hele ki Galatasaray gibi gelenegi guclu Teknik Adamlarla basariya ulasmak olan bir ekipseniz.

O yuzden, belki 1 sene once soylesem kendime dahi gulecegim noktadayim ben. Evet, Fatih Terim’i istiyorum. Sahada basari getirecegine dair en ufak kehanetim yok. Lanet olsun, O da muhtemelen sahada basarisiz olacak eldeki bu sunepe kadroyla. Lakin Fatih Terim geldiginde, bu gelismekte olan ama hala icinde 3. Dunya ulkesi yasayan cografyada hakim olan agalik duzenindeki gercek agaya sahip olacagiz. Artik marabalar suratimiza tukuremeyecek. Belki tarla yine hasati vermeyecek, ama 23 yasindaki velet kendini sabana kosulmus bulabilecek. Kimse Florya’nin icinde hadsizlik yapamayacak, her medya mensubu da bilecek ki, ugrasirsa cevabini alacak. Baskaninin rakip takimin baskaninin kuklasi oldugu yerde, yeri gelecek o Baskana da kafa tutacak.

Hic kimse kusura bakmasin. Gelinen noktada, artik kimse 4-4-2’ydi, 4-4-3’tu ile ugrasmasin. Kim gelirse gelsin, bu takimin herhangi bir sistemi oynayayamacagi asikar. O yuzden oncelik, sporun psikolojik duzlemindeki sorunumuzu cozmekte. Kisiliksizligimizi ortadan kaldirmakta. Vakay-i hayriye yaratmakta. Maalesef bunu yaratabilecek tek kisi de Fatih Terim’dir.

Aslantepe’deki o guzelim stadyuma, lider gitmeyelim, ama kisilikli gidelim. Umrumda degil. Bu pembe formali takimin benim takimim olduguna inanamiyorum. Bu hadsizlerin, o formayi sirtinda tasiyan edepsizlerin bu durum karsisinda herhangi bir yaptirima ugramaksizin hala piskince ayni noktada durmalarina tahammul edemiyorum..

O yuzden, seni seviyorum Rijkaard, ama gerceklerimizle yuzdeslesiyorum ve makus talihimize gulerek haykiriyorum: IMPARATOR FATIH TERIM! Hicbir sey yapamasan da, su Florya’nin soyunma odalarinda agiz burun kirsan benim icin yeter..

5 yorum:

Unknown dedi ki...

Sen de böyle dediysen bitmişiz hakikaten, çünkü ben bu söylemleri aynen hatırlıyorum 2003 yılında da şöyle güçlenecez böyle güçlenecez geyikleri geçmişti, hakemler yine bizi ezip geçmiş (BJK'nin 100. yılı) üstüne bir de Terim sayesinde bir sürü antipati toplamıştık. Yine fazlası olur eksiği olmaz, Terim bizim için en son çare olmalıdır.

6 Ekim 2010 10:43
Oz dedi ki...

egosundaki gereksiz şişiklikleri 2003de törpülemiş, ayağı biraz daha yere basan bir Terim neden başarılı olmasın....???

6 Ekim 2010 12:56
zachpaulsen dedi ki...

Epeydir senden bir yazı bekliyordum; sesinin çıkmamasını artık tamamen umutsuzluğa kapılmana ve Galatasaray’la ilgili herhangi bir şey yazmak istememene bağlamıştım. Aynı duygular bende de var. Ama insanın içinden bilinçle veya akılla söküp atamayacağı bir şey bu. Ancak bu sevdaya tutulan anlar insanın halinden. Ben seni anlıyorum çünkü ben de senin gibiyim… İstemsizce üzülüyorsun, bir kez virüs bulaşmış bünyeye. Kafana takmadan edemiyorsun; sürekli bu berbat durumdan takımın çıkacağı umudunu içinde yeşertiyorsun. Fatih terim gelsin yazısını ben bu duygularla okudum. Ve seni çok iyi anlıyorum.
Ben de Rijkaard’la artık olamayacağımızı biliyorum ama lanet olsun ki hakan Ünsal, Halil özer, Rıdvan, Gürcan bilgiç, Hıncal Uluç gibi bir sürü tipin olduğu koroya yani Rijkaard gitsin Terim gelsin korosuna katılmayı içim elvermiyor. 4 yılda 7 teknik direktör değiştirmenin ve yetmezmiş gibi birini daha değiştirmenin o zihniyet orada durdukça hiçbir işe yaramayacağından eminim. Galatasaray’ı medya, federasyon, hakemler ve rakipler karşısında bu kadar sünepe ve zavallı durma düşürenler o koltukta oturdukça bir şeylerin değişmeyeceği biliyorum. Terim de gelse bence değişmez. Ama Rijkaard gerçekten gitsin! Gitsin bu rezil, kısa vadeci, anlık çözümler peşinden koşan vasatlığın boğucu atmosferinde kaybetmeye yüz tutmuş anlık hezeyanlarla kendi egosunu tatmin eden kalabalıklardan kurtarsın kendini. Çok merak ediyorum Derwall de geldiğinde ilk 2 sezon şampiyonluk kazanamamıştı. Üstelik 12-13 yılın verdiği bir baskı da vardı. O zaman ki Galatasaray camiası bir 3. Sezona nasıl başladı? O zaman neler denmişti? Medya ve taraftar bakışı neydi çok merak ediyorum. 25 senede geldiğimiz noktada bir futbol filozofunu, yeşil sahaların nazik beyefendisini nasıl bir paçavraya çevirdiğimizin yaşadık hep beraber.
Evet sevgili Gian kardeşim; kabul edelim biz Türküz, şarklıyız. Bize Terim lazım, bize elinde kırbaç olan adam lazım demek ki; biz ancak ondan anlarız. Madem öyle o zaman o gelsin. Bir gün terim eğer kalırda bir daha şampiyon yaparsa bu takımı mutlaka sevineceğim ama içimde hep ezik ve buruk bir sevinç olacaktır. Çünkü biz o beğenmediğimiz ve yanlış bulduğumuz Fenerbahçe yönetim anlayışından artık hiçbir farkımızı kalmamıştır…

6 Ekim 2010 14:36
metak dedi ki...

Bence Rijkaard gitmesin ve savaşsın burada devrimini gerçekleştirsin. Gerçek bir liderse o bahsettiğin "kalabalıklara" bile liderlik yapacaktır.

10 Ekim 2010 19:36
metak dedi ki...

Bence Rijkaard gitmesin ve savaşsın burada devrimini gerçekleştirsin. Gerçek bir liderse o bahsettiğin "kalabalıklara" bile liderlik yapacaktır.

10 Ekim 2010 19:36