Galatasaray 5 Denizli Belediyespor 1
Derin derin analizlerin yapılacağı bir maç değil. Rakip takımın gücü belli. Ancak yine de, en zayıf takıma karşı da, en güçlü takıma karşı da Galatasaray'ın zaaflarının aynı olduğunu görmek hem aydınlatıcı, hem de üzücü. Nedir bu zaaflar?
1. Duran top savunmasını iyi yapamamak.
2. Defansta bir türlü uyumlu ve dengeli bir ikili bulamamak; Servet Çetin'in olağanüstü kötü bir sezon geçirmesi ve zaten senelerdir problem olan geriden oyun kuramamanın, artık "geriden oyun kuramazken gol yemek" şekline dönüşmesi.
3. Orta sahada ön libero mevkiinde, etliye sütlüye karışmayan, boşu boşuna saha içinde dolanıp duran defansif orta saha oyuncularıyla oynamak.
4. Gol yüzdesi çok düşük forvet oyuncularına sahip olmak.
Bu basit maçı dahi düşünürsek; Denizli Belediye'den gol yedik; çünkü [1] ve [2]. Denizli Belediye'ye karşı karşıya pozisyonlar verdik; çünkü [2] ve [3]. Denizli Belediye'ye karşı en az 5-6 net pozisyon kaçırdık; çünkü [4].
Bu sorunlardan sadece ikincisine yönelik bir hamle yapmış durumdayız devre arasında çözmek adına. Lucas Neill'ın bu soruna ve belki de savunmanın liderliğini Servet'ten alarak birincisine çözüm getirebileceğini umuyorum. Öte yandan, sorunlardan üçüncünün sorun olarak bile görülmemesi, Galatasaray'ın ikinci yarıda her ciddi maçta, her orta sahasını kalabalık tutan takıma karşı çok zor maç kazanacağı hissiyatını bana veriyor. Öte yandan, Nonda'nın bugün dökülmesi, 4. soruna yönelik süren transfer çalışmalarını daha da hızlandırması açısından aslında olumludur.
Peki takımda hiç mi olumlu şeyler yok? Var elbette. Madem Ahmet Çakar gibi, listeleyerek başladık, bunda da o şekilde devam edelim:
1. Caner Erkin'in her geçen maç yükselen form grafiği. Tekniği, ortaları, şutları ve her şeyden önemlisi hırsı ile Caner, şu anda ilk 11'deki yerini garantilemiş durumda. Eğer, olur da yedeğe düşerse dahi, senelerin gamsız yedeği Aydın Yılmaz'dansa, Caner'in kulübeden girecek olması bile takım adına çok önemli bir artı.
2. Arda Turan'ın, ilk yarıda beni oldukça rahatsız eden komplekslerinden sıyrılmış ve oyununa odaklanmış görüntüsü. Şu haliyle bir Arda, takıma şampiyonluk getirebilir.
3. Keita ve Sabri'nin yokluğunda, Barış ve Uğur'un sağ kanatta doksan dakika boyunca ileri geri beygir gibi çalışmaları ve iyi oyunları.
4. Elano'nun takımın yenisi havasından sıyrılması.
5. Emre Çolak'ın, 1. Lig için çok zayıf gözüken fizik problemini halledebilmesi halinde, takım içinde gelecek senelerde yer bulabilme ihtimali. Kendisi açısından bu fizik problemi, bir numaralı sorun. Eğer çözerse, belki Arda Turan olmaz ama, İlyas olur ve senelerce Anadolu'dan ekmek yer.
Sonuç olarak, bu kadar noktayı söyletmişse bize, hazırlık anlamında iyi bir maç olduğu aşikardır. Bu önem vermediğimiz maça, bu soğuk havada göreceli olarak yoğun ilgi gösteren taraftara da ayrı bir teşekkür etmek gerekir.
0 yorum:
Yorum Gönder