11 Aralık 2009 Cuma

Harold "Harry" Kewell


Bilenler bilir, 22 senedir Galatasaray'ı tutkuyla takip ediyorum. Çok oyuncular geldi, geçti. İz bırakanları oldu, sevdiklerimiz oldu, nefret ettiklerimiz, adını anmak istemediklerimiz oldu. Ancak pek azı, ulan Allah ömür verir de yaşarsam, ileride torunlarıma anlatacağım seni deme sıfatına erişti.

İşte Harry Kewell, bu az sayıdaki ismin son halkası. Bir 50 sene sonra, Galatasaray'da bir Harry Kewell vardı; bu adam öyle bir futbolcuydu ki, Galatasaray için sol açık, sağ açık, forvet arkası, forvet oynadı, hatta çok kritik bir Avrupa deplasmanında stoperi atılınca takımımızın, yedekte stoperi olmayan teknik adamımız çaresizce etrafına bakınırken, elini göğsüne vurup, ben defansa geçiyorum deyip, stoper oynadı; yetmedi, bir sonraki maçta da stoperde oynayıp, aynı maçta bir de penaltıdan gol attı; şövalye gibi adamdı, sahaya çıktığında Galatasaray seyircisi böyle bir futbolcuya sahip olduğundan gurur duyardı; adam gibi adamdı, takımın en yıldız oyuncularından biri olmasına rağmen, arkasında büyük bir kariyer olmasına rağmen, 22 yaşındaki bebelerin kaptan olduğu ortamda gık çıkarmaz, işini yapardı; sahaya en kötü oynadığı maçlarda dahi ruh koyar, şampiyonluğu herkesten çok isterdi; adına şarkılar söylenir, "Kewell for Galatasaray" deyişi içimizi pır pır ettirirdi diyeceğim torunuma..

Bu takımın olması gereken gerçek kaptanı.. O forma sana çok yakışıyor.. Herkes seni örnek alsın.. Tüm Türkiye'deki 6-15 yaş arası sporcular seni örnek alsınlar ki, Türk sporu bir yerlere gelebilsin..

Lütfen kal; sözleşmeni uzat.. Bu takımın sana daha çok ihtiyacı var Avustralyalı..

0 yorum: