3 Temmuz 2010 Cumartesi

Bugun Uruguayli olmak..Bugun Futbolu sevmek..


"Yahu ne buluyorsunuz bu oyunda? 22 tane adam, deli danalar gibi kosturuyorlar bir topun pesinde. Siz de zamaninizi, paranizi bu adamlar icin harciyorsunuz, hic deger mi?"

Genelde futbolla alakasi olmayan insanlarin, sizin futbol tutkunuzu gorduklerinde verdikleri ortalama tepki budur. Simdi bu insanlardan, olur da bu aksamki Uruguay-Gana macini izlemis olanlar varsa, sormak isterim: Sizce de degmez mi?

Gercekten epik bir mucadele oldu. Son dakikada Fucile'nin aptal faulu sonrasi gelisen dramatik penalti pozisyonu olmadan dahi, kafamdaki mac yazisinda bu cumleyi kullanmak vardi. Gercekten o pozisyon olmadan dahi, bu yari finali olumune isteyen, takim birlikteligini damarlarindaki kana kadar birlikte tasiyan iki takimin, sahada her seylerini veren oyuncularin mucadelesi bu tanimi hakediyordu.

Maca iyi baslayan takim Uruguay oldu. Forlan onderliginde topa iyi hakim olan takim goruntusundelerdi; Gana ise henuz macin gerginligini uzerinden atamamis gozukuyordu. Bu ustunlugunu cok net pozisyonlara ceviremedi yine de Uruguay. Genellikle Forlan'in yari sahalarinin her yerinden kullandigi duran toplarla sonuca gitmeye calistilar. Oyle ki belli dakikalarda Uruguay'in iki stoperi Lugano ve Victorino kendi ceza sahalarinda gecirdikleri zamandan daha fazlasini rakip ceza alaninda gecirdiler bu duran toplardan oturu.

Iste mac bu sekilde Uruguay hakimiyetinde giderken, iki onemli hadise oldu. Birincisi Gana'da Kevin Prince Boateng'in muthis istekli futbolu on plana cikmaya basladi. Oyle ki, maca orta gobekteki uclunun solunda baslayan Boateng rakip yari alanin her yerinde kendini bosa cikarip, pozisyon yaratmaya, pozisyon yaratacak paslar atmaya basladi. Duragan durumdaki Gana Boateng'in bu cabasiyla silkenirken, bir baska gelisme ekmeklerine yag surdu. Defansin belkemigi Lugano sakatlandi ve yerini daha once turnuvada hic oynamamis Scotti'ye birakti. Zaten Uruguay'in ilk tercih stoperleri Lugano ve Godin'ken, artik Uruguay'in defansinin ortasinda daha once birlikte oynamamis iki oyuncu macin devaminda yer alacakti: Victorino ve Scotti.

Iste bu goruntudeki Uruguay oyunculari da sanirim bizim gibi dusunmus olacaklar ki, inanilmaz bir panik icine girdiler. Sanki Lugano'nun bu sakatligi maci onlardan alip goturmus havasina girdiler ve kalan 7+2, toplam 9 dakikada oyunun tum hakimiyetini Gana'ya biraktilar. Gana bu bolumde Boateng'le, Gyan'la cesitli pozisyonlar buldu. Tam Uruguay artik soyunma odasina gol yemeden giderek toparlanma firsati bulacak derken, o ana kadar sahada yoklari oynayan Muntari'nin daglardan, ovalardan vurdugu topta bir anlik konsantrasyonunu kaybedip, suttan once iki adim saga giden kaleci Muslera'nin da hatasiyla golu buldu Gana.

Johan Cruyff der ki, bir takimin basina gelebilecek en kotu seylerden biri 45. dakikada gol yiyip soyunma odasina girmektir. Psikolojiniz alt ust olur. Iste bu durumda girdi soyunma odasina Uruguay ve Lugano'yu da kaybetmislerdi ustune ustluk.

Ikinci yarinin baslangici bu manada cok onemliydi. Iste Uruguay bu maci kazandiysa, aslinda kacan penaltidan ziyade bu bolum cok onemli. Biliyorsunuz, bizde klasiktir, bazi soylemler soylendikce soylendikce aptal futbol kamuoyumuz da her durumda bu soylemlerin gecerli olduguna inanir. Bunlardan bir tanesi de, "daha onumuzde 45 dakikalik bir koca yari var, cok acele etmemize gerek yok, sabirli oynayip beraberligi (veya skorun durumuna gore golleri) bulmaliyiz" klisesidir. Cogunlukla o sogukkanlilik adi altindaki temposuz oyunla acele etmeyiz, sonra bir bakariz dakika olmus 70 kusur ve baslariz panige.. Iste Uruguay boyle yapmadi, eger bu maci kazanacaklarsa beraberligi bir an once yakalamalari gerektigini biliyorlardi. Zira fizik gucu kuvvetli Gana'ya karsi 70. dakikalara geride girmek pek ic acici olmayabilirdi. Hal boyleyken oylesine asildilar ki ikinci yarinin basinda; ornegin Suarez bir pozisyonda Kingson'in kullanmasi gereken top sahanin icinde baska bir noktada kaldi diye, kosup topu O'na veriyordu. Bu tarz davranislari maclarda 90. dakikalarda yenik takim futbolcularindan gormeye alisigiz. 49. dakikada degil. Iste bu emegin meyvesini, Forlan'in olaganustu frikik goluyle aldilar. Bu frikigin yaratilmasindaki buyuk payi ve mac boyunca gosterdigi ileri geri performansi nedeniyle sol bekte oynayan Fucile'yi de tebrik etmek gerekir. Ayni Fucile 120. dakikada gereksiz bir frikik yaratarak takimini neredeyse yakiyorduysa da!

Forlan'in golu muhtemelen Dunya Kupasi tarihinin en guzel, en acaip frikik gollerinden biridir. Jabulani denen topun yaraticilari biz ne yaptik diye birbirlerine bakmislardir sanirim. Ben fizik acidan boyle yon degistiren bir gol gormedim daha once. Tamam olaganustu falsolara taniklik ettik. Ne bileyim Roberto Carlos'un Mini Dunya Kupasi'nda Fransa'ya attigi bir gol vardir, vaay dedik. Ancak Forlan'in bu sutu cok degisik bir yon degistirme izledi. Top kaleye dogru yolunun yarisina kadar bir yon izledi, tam yarisinda hafif durdu, vitesini degistirdi, baska yone yoneldi.. Sanki Japon futbol cizgi filmlerindeki goller gibi bir goldu.

Bu golden sonra Uruguay yeniden kontrol futboluna dondu. Soku atlatan Gana da yeniden oyunda pas ustunlugunu ele gecirdi. Ancak yine de daha net pozisyonlari bulan bu sefer on plana cikan Suarez ile Uruguay oldu. Suarez'i sadece Hollanda'da cok gol atan golculerden biri olarak degerlendirenler hata yapar. Oyunun tum yonlerini oynayabilen, futbol zekasi oldukca gelismis, teknigi harikulade, mucadele gucu yuksek, muthis bir forvet Suarez. Cok kisa zamanda cok buyuk isler basaracagina eminim.

Buldugu bu pozisyonlardan etkilenen Oscar Tabarez, sanirim maci uzatmaya gitmeden bitirmek istedi. Bu amacla oyunda bekleneni veremeyen Cavani'yi cikarip bir forvet oyuncusu Abreu'yu koymasi bir cesaret gostergesiydi 76.dakikada. Abreu'nun gercek katkisi ise ancak son penaltida gelecekti..

Mac uzatmaya giderken, herkesin kafasinda tilkiler dolasiyordu. Efendim, Gana daha genc ve tecrubesiz, ote yandan fizik gucu daha yuksek gibi. Ancak her ikisi de tam dogru sayilmazdi. Zira bu Gana Milli takimi henuz bu sene Afrika Kupasinda finale cikarken de bu yollardan gecmisti, bir onceki sene 20 yas alti Milli takimi Dunya Sampiyonu olurken de.. Onermenin diger tarafi da yanlisti, zira Uruguaylilar olumune carpisiyorlardi, Perez'iyle, Fucile'siyle, Pereira'siyla.. Forlan'iyla Suarez'iyle..

Bu noktada Uruguay sevgimin kokenlerine inmek isterim. 1990 Dunya Kupasi benim 10 yasinda bir cocuk olarak ilk takip ettigim Dunya Kupasidir. Onceki Dunya Kupalarinin hikayeleriyle ilk bu Dunya Kupasi oncesi tanistim. Iste o hikayelerden biri 1950'de Brezilya'yi Maracana'da 200 bin kisiyi aglatarak yenen efsane Juan Alberto Schiaffino'lu Uruguay Milli takimini benim gozumde farkli bir yere tasiyordu. Tam da o donemde Uruguay Milli takimi 1990 Dunya Kupasi'da efsane Enzo Francescoli ile Ruben Sosa ile Daniel Fonseca ile oynuyordu ve ben bu hircin, yenilgi kabul etmeyen ulkenin takimina sempati besliyordum.

Iste o donemden gelen Uruguay sempatim, bugun Forlan'la doruklara ulasmis dorumda. Su an aktif olarak oynayan oyuncular icinde belki de en begendigim 4-5 oyuncudan biri benim icin Forlan.. ve Uruguay formasi giyiyor.. Daha ne olsun? Lugano gibi adam kaptani olmasina ragmen, eger son dakikada kacan penaltida ben havalara zipladiysam kesindir ki, ben Uruguay sempatimde bayagi ilerideyim.

Uzatmalara tekrar donecek olursak, her iki takim adina da karsilikli birer penalti verebilirdi hakem. Ancak Erman hocamizin deyimiyle, penalti penalti gibi olacak earkadas diye bakarsak, verilmeyen penaltilari da anlayisla karsilayabiliriz.

Artik is penaltilara dogru giderken, 115. dakikadan itibaren Uruguay tipki ilk yarinin son 9 dakikasinda oldugu gibi paralize oldu. Aslinda Gana ekstra bir sey yapmiyordu ama Uruguaylilar o kadar panik olmuslardi ki, arka arkaya pozisyonlar vermeye basladilar; Gyan'a, Appiah'a, Boateng'e.. Artik yine tam kurtuldular derken, Fucile'nin anlamsiz faulu geldi. Bu tarz aptalca faullerin genelde bir faturasi cikar. Nitekim o yasadigimiz anlar, iste bu anlamsiz faulun urunudur.

Sanirim maci izleyen izlemeyen herkes artik Suarez'in ne yaptigini biliyordur. Iste bu genc adam bu hareketiyle, bir ulusu kedere bogarken, bir ulusu sokaklara doktu. Suarez'in futbol zekasinin urunu olan bu hareketi ayiplayacak olanlar olacaktir. Futbolun saf, romantik etikcilerinden biri hic bir zaman olmadim. Futbolun icinde yedirirseniz bu tarz hareketler de var. Nitekim Suarez cezasini da cekecegi bir pozisyonda umutlarini 1 dakika daha olsun aktif tutmaya calisti takiminin.. ve tuttu da..

Gyan'in anlamsizca abandigi vurus direge gittiginde, sanirim herkes 2008'deki Hirvatistan-Turkiye macini dusunmustur. Tipki oyle donen bir mac olacagi belli sekilde penaltilara gidiliyordu artik.. Hem de bir tarafin kalesinde titrek Kingson, digerinde penalti kurtarislariyla nam salmis Muslera varken. Gerci tum futbolseverler bilir ki, bu tarz ongoruler tamamen yalandir. Kingson aslan kesilebilir, Muslera sifir cekebilir. Ama olmadi.. Olmadi zira, ornegin Mensah bir penalti atisinda gordugum en kotu vurusu yapabildi.. Ornegin Rajevac Adiyiah gibi gencecik bir delikanliya bu stres dolu anlarda dorduncu penalti atisini kullandirdi..

Ve sonunda kazanan Uruguay oldu. Ben de mutlu oldum. Gana'nin bu kitleyici, sirf kosan orta sahalardan dolu takimini hic begenmiyorum. 1990'in Kamerun'u gibi efsane bir takimin yapamadigini yapip Afrika'dan yari-finale ilk cikan takim olma unvanini elde etmeyi onlara hic konduramiyordum. Allahtan da olmadi..Penalti kacirmasina ragmen hayvan gibi guclu Gyan'a alkislar, Wigan'dan serbest birakilan Kingson'i da Konyaspor'da Ziya Dogan'in ogrencisi olarak gormek isteriz diyorum..

Tekrar tebrikler Uruguay..Tekrar tebrikler Forlan.. ve Suarez.. Bir baska sevdigim takim olan Hollanda macinda da yureginizi ortaya koyacaginiza eminim. Cok guzel bir yari final bizi bekliyor..

Bugun bu sporu delicesine sevdigim icin bir kez daha sukrettim..

0 yorum: