11 Nisan 2010 Pazar

Tripcan Arda

Bu akşam yapılan protestoda Arda'ya yönelik "kimisi sinema peşinde" sözünden ötürü, Galatasaray taraftarları bölünmüş gözüküyor. Kimi Arda'nın bunu haketmediği görüşünde.

Bense aksi fikirdeyim.

Bu tezahürat belki Arda'nın sinema kapatması hadisesinden ilham almış olsa da, taraftarı Arda'ya gönderme yapmaya iten, spesifik olarak o olay değildir.

Geçen seneden itibaren, takım içinde abilerinden miras kalan "yabancı düşmanlığının" bayraktarlığını yapan, Lincoln'ün en iyi oynadığı maçlardan biri olan Hertha Berlin deplasmanındaki zaferi dahi, "bu saatten sonra bu takımda ikinci kaptanlık yapmam" diyerek gölgeye düşüren, saha dışında rahat yaşamayı erdem sanan, bu sene Bucaspor maçında gol attığında, kim bilir neye trip attığından, sevinmeyen, şampiyonluk yarışında takımı ilerlerken yoruldum, sıkıldım, saçlarıma ak düştü, uf oldum, gitsem iyi olur röportajları veren, 22 yaşında kaptanlık yapmaya heveslenip hakkını veremeyen bu futbolcuya karşı taraftar dolmuştur ve senelerce izlediği, takım içinde klikler yaratan abilerinden birinin daha takım içinde kök salmasına tahammülleri yoktur.

Maç sonu, inanılmaz bir adamlık ve teknik adamlık dersi veren bir röportaj çıkaran Frank Rijkaard'ın çok güzel söylediği gibi, "Hayatta her zaman mutlu anlar yoktur. Böyle anlar da hayatın bir parçası. Asıl önemli olan, her bir futbolcumuzun bu duruma karşı nasıl reaksiyon vereceğidir. Omuzları mı düşecek, moral bozukluğu mu yaşayacaklar, yoksa bu durumdan ders çıkarıp daha da hırslanıp bir daha bu durumun yaşanmaması için savaşacaklar mı, önemli olan ve oyuncu olarak geleceklerinin nasıl şekilleneceğini belirleyecek olan da budur.."

Arda, Rijkaard'ın bu cümlelerinde belirttiğinden, yine trip yapan, moralim bozuk, uf oldum diyen futbolcu tipi olacağının işaretini vermiştir.

21 yaşında bu takıma bu oyuncuyu kaptan yaptıran, O'nu henüz haketmediği halde Metin Oktay ile aynı seviyeye çıkarmaya çalışan Galatasaray taraftarına bu muameleyi yapamaz! Gol attığında, sevinmemezlik edemez. Çıkarken yüzünü asamaz.

Kaptan olarak ilk yapması gereken, yüzüne gülüşünü yapıştırmaktır. Liderler böyle günlerde belli olur. Arda ise, lider, kaptan Arda değil, Tripcan Arda olarak anılmaya doğru hızla gittiğini bir kez daha göstermiştir..

9 yorum:

Adsız dedi ki...

Sen mükemmel bir kaptan istiyorsun. Bu da mümkün değil. Arda'yı hataları olmasına rağmen şımartmaya çalışan da, Galatasaraylılık'tan çıkartmaya çalışan da aynı adamlar. Bu çocuğu olduğu gibi kabullenmek çok mu zor? Kusura bakmasın kimse ama Arda sırf Galatasaraylılığı için bile bunları hak etmedi.

11 Nisan 2010 21:50
Spinoza Gian dedi ki...

Sevgili Çağrı,

Mükemmel kaptan istemek hata mı?

Arda çok iyi Galatasaraylı diye, ben mükemmeli geçtim, "kötü" bir kaptana razı olmak zorunda mıyım?

Aksine, oldukça haketmiştir Arda. Her hareketinde tribüne ne mesaj veririm diye düşünürsen, sonunda tribünden vurulursun. Silahla yaşayan, silahla ölür.

3 sene önceki haline bak Arda'nın, 23 yaşında geldiği "short fat striker" haline bak..

Bu kadar şımartılan, bu kadar ülkede el üstünde tutulan bir adamı, bir de eleştirilerden, protestolardan muaf tutacaksak, oldu olacak Hazreti Arda deyip Peygamber ilan edelim..derim..

Sevgiler..

11 Nisan 2010 21:56
Unknown dedi ki...

Her zamanki gibi yazdıklarına noktasına, virgülüne kadar katılıyorum be Çağdaş, herhalde ayrı düştüğümüz tek nokta kalmadı şu futbol konusunda..

11 Nisan 2010 22:04
Adsız dedi ki...

İşte ben de diyorum ki; Arda'yı şımartan da biziz, köpeğin poposuna sokan da... Bana kalsa ne yaparsa yapsın önemli değil ben ondaki o samimiyeti gördükten ve O sahada üstüne düşeni yaptıktan sonra. Hep aynı örneği vermek istemiyorum ama Gerrard adam dövünce Liverpoollular, Terry arkadaşının karısıyla yatınca Chelsealiler desteklerini kesmiyorlarsa kaptanlarından; biz de daha İngiltere'deki futbolcuların işlediği hataların yarısını bile işlememiş futbolcularımıza destek olmalıyız. Zira burada futbolcular korunmaya muhtaç. Birisi çıkıp kendisini Messi'yle karşılaştırarak sırtına kaldırılması imkansız bir yük yüklemeye çalışırken diğeri ceketinden ayakkabısına kadar dökümünü yapıyor kıyafetlerinin. Evet, bazı şeylerin bilincinde olmaları lazım ama Arda takımı sırtlayışıyla, Galatasaraylılığıyla, golleri-asistleriyle bu hayatı hak ediyor. Bu akşam Jo'nun ıslıklanması fazlasıyla doğruydu, ona bir itirazım yok mesela.

Arda'nın bu "gruplaşma"da takındığı tavrı ben de tasvip etmiyorum ama ona sırt çevirmek yanlış. Futbolcu böyle ikaz edilmez. Sonuçta yanlış da olsa bu çocuk o gruplaşmada Galatasaray için bir şeyler yaptığını sanıyor, öyle öğrendi çünkü abilerinden. Elano'ya Kayseri'ye attığı golün ardından çocukça sarılan adamda sadece bir-iki ay sonra böyle bir değişim oluyorsa bunu karakterine ya da niyetine bağlamak doğru değildir. Mentörü kim bu çocuğun? Şovenist kafası hangi çirkef nesilden besleniyor? Bunları biliyoruz, ama yine de göz ardı ediyoruz. Baskı diye bir gerçeğin varlığını unutuyoruz.

Senin de tepkini ve hayal kırıklığını anlıyorum tabii.

Saygılarımla...

11 Nisan 2010 22:11
Spinoza Gian dedi ki...

Sevgili Çağrı, yazacaktım yine, ama bizim forumda (www.galatasaray.to/forum) Mustafa'nın çok katıldığım bir yorumuna denk geldim. Aynen kopyalıyorum:

"Kimse kızmasın beyler...

Taraftar, Arda'nın tarzını uygulamış...

Hiçbirşey demiyormuş gibi görünüp ağzına geleni söylemiş...
İsim vermeden konuşup eee hadii anlayın kimden bahsettiğimi demiş...

Doğru ! Bu tribünler - bu saatten sonra 2.kaptanlığı takmam - diyen adamı Büyük büyük kaptan diye çağıran tribünler... Fenerbahçeye her laf edişinde iyice pohpohlayan tribünler...

Aynı tribünler...


Arda Turan'a ciddi bir medya baskısı yokken, insanlar Avrupa Şampiyonasında ilk maçta oynatılmamasına kızarken Fenerbahçe tarafından bile yetenekli iyi oyuncu etiketi almışken geçen sezon ritim bozukluğu gibi sağlık problemi yaşadığı maçtan sonra hastanede gider yapmak diye tabir edilen tarzıyla bu ülkede zaten futbol oynamak zor, bu baskıyla top oynamak zor gibi o dönem saçma sapan bir çıkış yapmıştı... Sergen bile ben Arda'ya baskı yapıldığını değil tam tersi şimdiye dek gelişimine yardımcı olunmayacak şekilde haddinden fazla pohpohlandığını gördüm, bizim yerimizde olsa ne yapardı demişti ki haksız sayılmazdı...

Steau'yu yenemiyorsun - sorumluluk alması gerekenler, sorumluluk alsın yoksa bu takımda sorumluluk alacak oyuncular var - diyor medyaya hem de yine o kelimeleri yutarcasına heyecanlı ve agresif bir şekilde... Lafın adresi belli tıpkı bugün taraftarın adresi gibi... Çaktırmadan vurmaya çalışıyor zaten bu çok tartışılan -şunu demek istedi bunu demek istemedi- diye tartışılan sözlerde aynı yönetemi uyguluyor... Birşey söylememiş gibi görünüp ağzına geleni söylemiş olmak...

Bu medya Arda'yı nasıl bunaltıyormuş ki Arda'nın kaptanlık ile ilgili sözlerinden doğru dürüst bir haber hatta video bulmak mümkün değil...

Kaptanlık hakkında konuşmak istemiyorum deyip akabinde roman yazıp en sonuna da -Bu saatten sonra 2.kaptanlığı da takmam- diyor... Vay efendim Arda aslında kaptanlığı kafama takmam istemedi deniyor... Yoğun bir şekilde -Arda'nın sözleri infial yarattı, Arda'nın sözleri G.Saray'lı oyuncuları ikiye böldü tarzı masa başı haberler yapıldı mı ? Sinema kapatırsan tabiki haber olur... Arda'nın sinema kapatması G.Saray'da yönetimde şunda şunda şuna sebep oldu, öğrenildi, bildirildi şeklinde Kewell'ın sözde karaciğer hastalığı hakkındaki haberler kadar masa başı haber yorumu oldu mu ? Ben pek hatırlamıyorum... Bugün taraftar hata yapmıştır oradaki sinema peşinde yerine pazarlıkla kaptanlık peşinde demeliydi bence hafif bile olmuş denebilir...

Liverpool Manchester istediği yere gitme isteği olabilir... Ligin en kritik döneminde ak düştü saçlarıma bunaldım, bittim diyen adamdan kaptan olur mu ?

Asıl mesele şu ?

Arda büyümüyor... Arda bu yaptıklarından en azından bir güç kazanamıyor... Takımına camiasına bunu hissettiremiyor... Kewell gelir şurda oynasam daha iyi der, kaptanlığı değerlendirme ölçütü farklı olur,kulübe bazen de takım arkadaşlarına kameralar önünde gider yapar vs ama bunları yaparken güç kazanamıyor...

Takım darmadağın olduktan bu darmadağınlıkta senin de payın olduktan sonra bir güzel göz boyama hareketi çekiyor... Medya'dan haberler akmaya geliyor, Arda'dan büyük özveri, Arda soyunma odasında ağladı, karakterli oyuncular olmanın önemine dikkat çekti vs...

İşte bu kez o fırsatı bulamadı... Yandığı üzüldüğü de ondan gayrısı değildir Arda'nın merak etmeyin yani..."

11 Nisan 2010 22:53
Adsız dedi ki...

Son cümledeki tespit çok çok acımasızca. Böyle bir ithamda bulunmak için Arda'yı Arda'dan iyi tanımak gerekir.

Neyse, daha fazla yazmıyorum kalabalık olmasın diye, dönüp dönüp aynı şeyleri söyleyeceğiz zira yine; inşallah bir gün oturur konuşuruz bunları yüz yüze...

Sevgiler...

11 Nisan 2010 22:59
Barakuda dedi ki...

kelimesi kelimesine katılıyorum.. mesele arda'yı sevmekle, sevmemekle falan geçiştirilemeyecek kadar derin.. bugün arda'nın da protestodan nasibini almasının bir günlük birşey olduğunu sanıyor insanlar.. hayır.. maçı canlı izleyen gözler o'nun sahadaki tonla tribine birebir tanık oldular bu sene.. bunlara geçmişte "abi"lerinin etkisiyle ya da telkiniyle yediği naneler, kendisini fazla önemsemesi gibi tonla nanesi eklenince de bir boşalım oldu bugün.. ilk gol sonrası takımı rijkaard'ı sallamayıp sadece yedek oyuncularla kenetlendirmesiyse resmen bir başkaldırı mesajıydı.. maçsonu rijkaard'ın demeci muhteşem gerçekten.. bakalım artık başta arda olmak üzere futbolcular neyi seçecek..? tribe girip artistlik yapmayı mı, yoksa gurur yapıp kendilerini affettirmeyi ve teknik heyete kanıtlamayı mı..?

11 Nisan 2010 23:55
Mario Jardel dedi ki...

Ustacım eline, yüreğine sağlık düşündüklerimi birebir yansıtır bir yazı olmuş klavyenden dökülenler..

Belki çoğu kişi biliyordur ama bilmeyenler için hıncal uluç'un geçen günlerde bir fenerbahçe maçı ile ilgili metin oktay ile arasında geçen bir anısından bahsedeyim.. Galatasaray bir fenerbahçe maçında 5-0 galip gelir ve gollerin 4'ünü atan adam metin oktay'dır.. Maçtan sonra futbolcular arasında büyük bir sevinç, büyük kutlamalar ama bu kutlamaların içinde bulunmayan tek adam koca fenerbahçe'yi attığı 4 gol ile yıkan metin oktaydır.. Adam soyunma odasında bir köşeye çekilmiş, elini kafasına koyup düşünceli düşünceli oturuyor.. Sanki 4 golü atan o değil.. Bunun üzerine hıncal uluç metin oktay'ın yanına gidiyor ve soruyor durumun sebebini.. Metin oktay'ın cevabı ise " şımarmaktan korkuyorum hıncalcığım, kim bilir yarın gazeteler beni şımartacak neler yazacak" oluyor.. İşte böyle bir adam metin oktay.. Bu kadar efendi, saha içinde de dışında da bu kadar örnek alınacak bir adam keşke ömrümüz onu görmeye yetseydi.. Bu bağlamda metin oktay ile arda turan'ı karşılaştırmak ne kadar sağlıklı bir kıyas siz düşünün...

Herşeyden öte arda artık bu takıma zarar veriyor.. Takım içersinde hakan balta, caner erkin, sabri sarıoğlu gibi arkadaşlarıyla beraber istediğini yapabilecek güçte.. İstediğine pas atma, istediği zaman oynamama hatta duran topları bile istediği adama attıracak ( caner erkin ) güçte.. Brezilya milli takımının duran topçusuna top kullandırtmayacak kadar büyük bir ağırlık bu.. Zarar veriyor derken kastettiğimiz kendi duygularına, hırslarına yenik düşüp koca kulübün menfaatini başarısını görmemesidir bu durumda takım içersinde koordinasyonu tarafsız bir şekilde sağlama misyonu olan "kaptan" bir futbolcuda hiç olmaması gereken bir kriter.. Ben özellikle arda turan ve bahsettiğim arkadaşlarının yabancı futbolcularla uyumuna çok dikkat ediyorum.. Ciddi şekilde pas atmıyorlar.. Son maçta Santos'un kaç kere ellerini açıp pas istediğini gördüm ama ayhan, caner, arda, sabri, balta'dan oluşan topluluk hiçbir şekilde pas atmayı yeğelemediler.. İşte en büyük tehlike bu.. Bir anlamda bir dönemler emre ve okan'ın jardel'e karşı yaptıklarının benzeri yaşanıyor şu anda.. E iş böyle olunca, kişisel çıkarlar ön plana gelince taktik, teknik varyasyonların başarısından nasıl söz edebiliriz ki ?

12 Nisan 2010 11:03
Unknown dedi ki...

mrb,konuyla ilgisi yok ama,dün gece rıdvan bizim maçı yorumlar iken,galatasarayımızın bursasporun en ciddi rakibi olduğunu,manisayı geçersek bursayla final oynayacağımızı anlattı.ve tüm bunları anlatırken fenerden hiç bahsetmedi,sanki bursa 1. ve biz 2.durumdayız gibi bir tablo çizdi.güntekinde hocam 3 puan +averajla fener var daha 2.sırada diye sormayı akıl edemedi.rıdvan şimdiden bursa maçı için galatasaraya gaz vermeye mi çalışıyor acaba,buyrun buda linki:
http://video.ntvmsnbc.com/#v201076212077032028056227076102134177153169043250

12 Nisan 2010 12:06