8 Mart 2010 Pazartesi

Ankaralı Turgut'un sesi güzeldir, Mehmet Topal da iyi bir ön liberodur


Bazı oyuncular var; ilüzyon yaratırlar. Mehmet Topal da bu kalemdeki oyunculardan biridir. Gelecek vaadeden, genç oyuncu olarak gelirler; ayakları yumuşaktır, fizikleri düzgündür; bir iki maç da iyi oynayınca, hemen iyi futbolcu, çok büyük futbolcu olacak yaftasıyla yaşamaya başlarlar. Buna tüm seyirciler inanır; o oyuncu inandıkları oyuncu olmadığını ne kadar her hafta kanıtlarsa kanıtlasın, yine de belleklerindeki iyi futbolcu tanımından vazgeçemezler.

İşin komiği; futbolcuların kendi de inanır buna. Hedefim Premier Lig diye çarşaf çarşaf röportajlar verirler. Halbuki, Allah'ın bir şanslı kulu olmasalar, Dardanel'den hasbelkader Galatasaray'a gelmeseler, şu anda kim bilir belki de Tepecik Belediyespor'da filan oynuyor olabileceklerinin farkında olmazlar.

Gerçekten de bu kadar ince bir çizgidir futbolcunun yukarıya çıkış veya dibe gidiş hikayesi. Şanslı bir adam, bir büyük takımın kötü döneminde 2. Lig'den bir anda kendini orda bulabilir ve o sene belki de transfer yapmasa asla bulunamayacağı seviyenin içinde yer almaya başlar. Bazı oyuncular ise şanssızdır; senelerce Anadolu'da, gerek Süper Lig'de, gerek alt liglerde harikalar yaratırlar, ama bir şekilde sınıf atlayamazlar.

Neden bunları yazıyorum?

Şundan..

Bir futbolcu düşünün ki, sertlikten o kadar uzak ve yumuşak ki, bir oyuncuya omuz koymak istediğinde, kendi yere yıkılsın her seferinde..

Bir futbolcu düşünün ki, ilk top kontrolü sıfır olsun, her topu ayağında sektirerek istop etsin..

Bir futbolcu düşünün ki, o kadar rutin oynasın ki futbolu, her hareketi ağır çekim olarak 10 saniye önceden tahmin edilebilsin, tahmin edilebildiği için de sürekli top kaybetsin..

Bir futbolcu düşünün ki, bu kadar ağır olsun, yanından vızır vızır oyuncular geçsin..

Bir futbolcu düşünün ki, 185'ten uzun boyuna rağmen bir tane hava topu alamasın, hatta teknik direktörleri de bunun farkında olup, kornerlerde rakip ceza alanına göndereceğine kendi kalesi çevresinde defansta bekletsin..

Bir futbolcu düşünün ki, sert şut atıyorum diye geçinsin, ama 10 şutundan birinde ancak kaleyi tutturabilsin, bir türlü doğru zamanda doğru şutu çıkaramasın..

Bir futbolcu düşünün ki, direk oynamayı geçtim, yanındaki oyuncuya yan pas yapacakken dahi zorlansın, beceremesin..

ve bu oyuncunun adı Mehmet Topal, görevi de Galatasaray'ın ÖN LİBEROsu olmak olsun..

Hadi canım sen de!

9 yorum:

by tripotter dedi ki...

Aslında Mehmet Topal'ın da sorunu, diğerlerininkiyle pek farklı sayılmaz. Ülkecek bir futbol ekolüne sahip olamayışımız, genç futbolcuyubasamak basamak yukarı taşımadaki beceriksizliğimiz, alt yapıların çok yetersiz olması, profesyonelliğin kelime anlamını dahi bilmedikleri bir dönemde tüccar menajerlerin kucağına atılmaları ve bilinçsiz taraftarın ve bilinçsiz medyanın skor yazarlığından ödün vermeyişi...

Daha da fazla sayılabilir aslında... Mehmet Topal'ın da durumu bu bence... Bir yere kadar kendileri geliyor ve orada duruyorlar. Oradan onları alıp ileriye taşıyacak hiç kimse yok. Sadece ver gazı ver gazı... Yani bizim ekolümüzün adı... Gaz ekolü...

Fatih Terim'den başlayarak Türk futbolundan herkesin nasibini aldığı mükemmel ekolümüz... Mehmet Topal da işte bu ekolün kurbanlarından biri...

8 Mart 2010 23:20
aksilaz dedi ki...

İşte öyle bir futbolcu ve maalesef bizim başımıza bela.

8 Mart 2010 23:25
Spinoza Gian dedi ki...

tripotter (Necip), muhteşem özetlemişsin. Ellerine sağlık..

8 Mart 2010 23:27
frodo555 dedi ki...

Benim gözümde fener alexi satmadıkça yılda iki defa (o da formsuz ve sakat değilse eğer) tek bir görevle (alex'i olmayan fenerle 10'a 10 oynamak) sahaya sürülmek için kadroda tutulabilecek bir oyuncu... Ötesi yok çünkü alex kadar bunun fiziksizliğine eşdeğer başka AMC yok dünyada...

8 Mart 2010 23:33
xaar dedi ki...

Agzina saglik!Galatasarayin bu sene oynamaya calistigi futbola Total futbol diyorlar ama bunun adi TOPAL futboldan oteye gecemiyor...

9 Mart 2010 00:12
Baha dedi ki...

Boyle on liberolarla derbi ve zorlu Anadolu deplasmani kazanamayiz, Trabzon ve Manisa deplasmanlarinda beraberlige yatip Sivas'ta artik kazanalim iyi senaryo bu 3 macta 5 puan olur. Mehmet Topal'da sever beraberlige yatmayi, o tip oyunu iyi oynar, hayal kurmayip eldeki malzemeye gore oynayalim.

Ali Sami Yen'deki FB ve Bursa maclari hucum kalitemiz cok ustte olmasina ragmen orta sahamiz olmadigi icin 3 ihtimalli. Cok yazik. O maclara ASY'de favori cikamamak.

Bir de kaptanlik icin yetmedigi bir kez daha goruldu. Dusun kritik haftalara giriyoruz belki Ankara deplasmanina kalacak sampiyonluk arkadas kabadayilik artistlik pesinde mi olacak orda da? Bu gerilimi kaldiramiyor iste dupeduz ortada nasil guvenecegiz birisi beni ikna etsin.

Vallahi sIkIldIm.

9 Mart 2010 00:57
metak dedi ki...

tamam Topal formsuz bir dönem geçiriyor ama KİM formda? 120M € luk takım 12M € luk Eskişehir e yeniliyorsa Liverpool a gitmek isteyen Arda mı formda yoksa Keita mı Jo mu? Yoksa Rijkaard mı? Tamam Topal en iyi futbolunu oynamadı ama Rijkaard en iyi teknik direktörlüğünü mü yaptı, bence hayır? Galatasaray böylesine kritik bir dönemde Eskişehir e yeniliyorsa toplu bir hata var ortada. Topal da ordan nasibini aldı, bence Türkiyenin açık ara en iyi defansif orta sahasıdır.

10 Mart 2010 21:18
Nazmi Hasdemir dedi ki...

yazının tamamına katılıyorum, ben yazmaktan bıktım. ne mutlu ki peşimnden gelenler az değil. İkinci lig topçusu bile olmayacak adamlar birilerinin basiret bağlanması sonucu bırak galatasarayı premier ligte biel oynarım sanoıyor lanet olsun.

11 Mart 2010 15:54
Spinoza Gian dedi ki...

Nazmi abi, senin yolunda ilerleyen askerleriniz :)

Şaka bir yana, cidden gururdur senin bir yazımın tamamına katılman, teşekkür ederim..

11 Mart 2010 17:53