6 Temmuz 2009 Pazartesi

Bravo Orkun!

Orkun Usak'in gereğinden fazla küçümsenen bir kaleci olduğuna inanırım. Örneğin, hep daha iyi kaleci olduğu iddia edilen Aykut Erçetin'den fersah fersah ötede olduğunu düşünürüm.

Orkun'un malum tikleri, saha içindeki heyecanlı gözüken hali, daha önce küme düşmemeye oynayan takımlarda oynamasından ötürü adı çıkmış olması yüzünden, taraftar kendisine bir türlü ısınamadı. Son şampiyonluğumuzda, 21 maçta forma giyip, bunların 12'sinde gol yememişti Orkun. Ancak bir Kasımpaşa maçı ve Erhan'dan yediği ve bence hatası olmayan bir frikik golünden sonra bileti kesildi.


Geçen senenin ise ilk dört ayını sakat geçirdi. Sonrasında da 33. haftadaki Beşiktaş maçına kadar şans bulamadı. Sezonun zor maçları olan Beşiktaş ve Sivas maçlarındaki performansı ise hiç fena değildi.


Başta söylediğim gibi, ben Orkun'un as kaleci olmasa da, her zaman Galatasaray'da kalması gereken bir numaralı yedek kaleci olması gerektiğini düşünürüm.


İşte bu gerekçemi perçinleyen bir konuşmasını dinledim az önce Orkun'un. GS TV'ye verdiği röportajda, sunucu, Galatasaray'da olmasa Süper Lig'in herhangi bir ekibinde direk oynayabileceğini, neden kaldığını sordu. Orkun bu soruya; "Ben burasının farklı olduğuna inanıyorum. Bana göre bir insan kalıyorsa, bir nedeni vardır. Gitmek istiyorsa, onun da bir nedeni vardır ve başkaları tarafından irdelenmemelidir. Ben burda her zaman hazır olmam gerektiğinin bilincindeyim. Geçen sene 32 maç sonra oynadım. Ama yok ben şu kadar maç oynamadım, köreldim, şimdi ne yapacağım şaşkınlığını yaşamadım Beşiktaş maçında 32 hafta sonra çıktığımda. Bana göre burda olmak farklı; ben de fırsatın bana her an gelebileceğini biliyorum.." dedi..


İşte bu; Anadolu takımlarını ve büyük takımları görmüş futbolcu farkıdır. Her zaman söylerim; isterseniz 3 yıl oynamayın, eğer büyük takım sizi kovmuyorsa, asla ayrılmamalısınız. Bir gün size şans gelir; gelmese de, o camianın bir parçası olmak değeri, Anadolu'da 10 maç daha fazla oynayacağım diye değiştirilemez.


Orkun, Galatasaray altyapısından çıkmış ve Anadolu'da fersah fersah dolaşmış bir isim olarak bunun farkında. Ve isteyerek, şikayetçi olmadan bu takımda kalmak istiyor.


Bu klüp, kendisinden çok umutlu olmama rağmen, bu zekayı gösteremediğinden 22 yaşında pes edip Antalyaspor'a giden Fevzi'yi de gördü. O Fevzi şimdi Antalyaspor'da kaleci Ömer'in yedeği. Allah'ın sopası yok; Galatasaray'da yedekliği, hem de gelecek senin üzerine planlanırken, hazmedemezsen, küme düşmemeye oynayan takımda dahi kendine yer bulamazsın.


İş Fevzi için geçti; ama kaleciliğine hiç inanmadığım Aykut Erçetin'e de burdan seslenelim. Sevgili Aykut; sürekli bu takımda birinci kaleci olman gerektiğini, Türk kalecilere şans verilmediğini söyleyip, kendini Cech ve Casillas ile kıyaslıyorsun. Şans geldiğinde ise Galatasaray'ı Şampiyonlar Ligi'nden edip, bütün senesini karartıyorsun. O halde, sen de ya Orkun gibi "isteyerek" kal ve yedek kaleciliği kabul et; ya da bir an önce kendini Süper Lig'in bir takımına at. Nasılsa o adımı gerçekleştirdikten 3 sene sonra, Bank Asya'ya düşeceksin, bari o 3 seneyi değerlendir..


Bu vesileyle, Galatasaray'ın değerini bilen Orkun'u bir kez daha kutlarım..

0 yorum: