Güney Kore 2 Yunanistan 0
Tıpkı Fransa gibi, Yunanistan da sıkıcı bir takım. Hala Charisteas'dan, Karagounis'den medet uman bir ekibe sıkıcı demek dahi aslında iltifat. Sahiden Karagounis demişken, senelerdir izlediğim bu oyuncunun bu kadar uzun yıllar uluslararası arenada top koşturması, Inter ve Benfica gibi takımlarda forma giymesi, akılla izanla açıklanabilecek bir durum değildir. Ama hep söylediğim gibi; bazı oyuncular, kah menajer başarısı, kah da şanslarıyla, senelerce aslında olmaması gereken yerlerde boy gösterebiliyorlar.
Maça dönersek, ilk 65 dakika boyunca, Güney Kore takım gibi takım dedirtti kendine. Evet, üst düzey bir futbol oynamıyorlar; ancak gerek saha içi oyun disiplini, yardımlaşması, koşu tempolarıyla, gerekse de Ji Sung Park gibi yıldızlarıyla bu gruptan rahat çıkacakları izlenimini verdiler. Taa ki, Yunanistan, Charisteas ve Karagounis'i oyundan alıp, Salpingidis ve Kapetanos'u oyuna sokana kadar. İşte bu dakikalardan sonra Yunanistan yaklaşık 10 dakika boyunca Güney Kore'yi kendi yarı sahasına hapsetti ve çok önemli pozisyonlar buldular, özellikle sağ kanattan Seitaridis'in ortalarıyla. Gekas, Kapetanos ve Salpingidis'in yakaladığı pozisyonlardan bir gol çıkarabilselerdi, panikledikleri her hallerinden belli olan Güney Kore'nin bu maçı galibiyetle bitirmesi çok zor olabilirdi.
Gözlerimizin kalecileri kova Nikopolidis'i aradığı, gerçi yeni kalecileri Tzorvas'ın O'nu aratmadığı, en iyi oyuncularının benim her zaman çok beğendiğim ve zamanında Galatasaray'a çok istediğim, ancak son senelerde düşüşe geçip Panathinaikos'ta geçen sene sadece 8 maça çıkabilmiş olan Seitaridis olduğu bir Yunanistan bu mağlubiyetle kupada gruptan çıkma şansını bana göre Nelson Mandela Bay stadına gömmüştür. Özellikle ilk 60 dakikadaki ruhsuz oyunu Türk Milli takımı sergileseydi, muhtemelen yarın Türk medyasında idam sehpası kurulmuştu. Bakalım Yunan medyası ne yapacak.?
Güney Kore ise gruptan çıkma yolunda büyük adım attı. Ancak özellikle yan toplardaki zaafları ilerleyen tur veya turlarda başlarına bela olacaktır. Manchester United'a çok büyük katkı sağlayan Ji Sung Park'ın ikinci golü, bizim bir çok futbolcumuza ders olacak nitelikte bir goldü. Topu alış, iki oyuncunun üstüne gelmesine rağmen dengesi ve en sonunda zor bir pozisyonu o kadar yumuşak bir dokunuşla harika bitiriş, bana göre mükemmel bir golü yarattı.
Bunun dışında çok da ön plana çıkan oyuncunun olmadığı maç, 2010 Dünya Kupasının bir başka vasat maçı olarak kayıtlarımıza geçmiş durumda. Artık beklentimiz 1994 yılındaki eşleşmeye bizi götüren Arjantin-Nijerya maçından.
0 yorum:
Yorum Gönder