Aykut Kocaman’li Fenerbahce
Basliga bakip bunun teknik bir analiz oldugunu sananlari uyarayim. Bu yazi boyle bir amac gutmemektedir.
Aykut Kocaman’a yonelik goruslerimi, gectigimiz yil, henuz kendisinin Fenerbahce ile ne sportif direktorluk ne de teknik direktorluk anlaminda bir ilgisi yokken yazmistim. Ilgilenenler buradan okuyabilirler.
Oncelikle itiraf edeyim ki, bu yaziyi yazarken objektif degilim. Ne acidan objektif degilim? Aykut Kocaman’in Fenerbahceli olmasi, benimse Galatasarayli olmam acisindan mi? Kesinlikle hayir. Objektif olmama gerekcem Aykut Kocaman gibi insanlari sevmememdendir.
Nedir Aykut Kocaman’da sevmedigim?
Aykut Kocaman tarzi adamlar, kendilerine bictikleri rol geregince hep kamuoyunun takdirini almaya yonelik aciklamalar yapmaya, adimlar atmaya calisirlar. Onlar icin varsa yoksa kendileri vardir. Eger medyada, adama bak, aferin yahu ne kadar etik, ahlakli bir adam dedirtirlerse, O’nlardan mutlusu yoktur. Bu manada 7 yil sonra sampiyon olmus bir takimin oyuncusu ve sampiyonluk golunu atmis adam olarak, kameralarin karsisina olu gibi bir suratla cikip, o malum, simdi sampiyon olduk diye sevincliyiz ama biz degil de Trabzonspor olsaydi her sey tersi olacakti, bu yuzden Trabzonsporlu arkadaslarim icin uzgunum mealindeki aciklamayi yapabilirler. Yahu sporun zaten dogal kaderi bu degil midir? Bir kaybeden ve bir kazanan her zaman olacaktir; bunu sanki efendim Turkiye cok acimasiz, kaybedenler yerden yere vuruluyor, boyle olmamali gibi abuk bir duzleme baglayip, medyadaki kafasi cok calismayan ama etikci gozukerek prim yapmaya calisan kesimlerin takdirini almaya calismanin anlami nedir?Ben bunu, kendi takimini desteklemek icin degil de, bazi anlar sadece biz ne kadar iyi taraftariz oley oley diye gostermek adina tezahurat yapan Besiktas taraftarindaki o kendini begendirme gudusune benzetiyorum. Her iki ornekte de kahramanlar, esastan koparlar, bagli olduklari kurum, takim vs. her neyse ondan izole olup, kendi sahislarini on plana cikarmaya calisirlar..
Nitekim Ali Sen de tipki benim gibi dusunmus ve kendisine direk yol vermisti.
Sonrasinda Aykut Kocaman’in teknik adamliginda da hep benzer cizgi devam etti. Aslinda icerigi cok dolu olmayan, ama hep bir cok hassasmis, cok etikmis kisvesi altinda insanlardaki Aykut Kocaman duzgun adam algisini goze goze sokmaya calisan bir tarz. Kiminize sempatik gelebilir, ama beni oldukca iter bu tarz.
Cunku samimiyetine inanmam. Neden samimiyetine inanmam biliyor musunuz? Inanmam zira, Sportif direktor oldugu sene teknik direktorunun arkasindan oyunlar ceviren, hani o issiz kaldigi donemlerde, efendim ben yarim sezonda bir takimin basina gecmeyi etik bulmuyorum deyip medyadakilerin sak saklarini alan, ama konu gorevinin basindaki hocasinin azledilip kendisinin Sportif Direktor sapkasindan teknik direktorluk sapkasina evrilmesi soz konusu oldugunda, cikip siz ne diyorsunuz, bu benim senelerdir zikrettigim prensiplerime aykiri diyemeyen bir adamin samimiyetine inanamam. Besbelli ki, tum sezon boyunca Daum’un altini oymus ve sene sonunda da hayal ettigi konuma ulasmistir.
Yanlis anlamayin, bu ihtiras gayet anlasilabilir bir durumdur. Lakin, anlasilamayacak olan, hem boyle ihtirasli biriyken ve geregini yaparken, hem de ben ululardan bir uluyum, cok etigim, cok ahlakliyim diye gecinmektir.
Iste bu sartlar altinda Fenerbahce’nin basina gecen Aykut Kocaman, teknik direktorluk yetileriyle olmasa da, medya ile iliskileri anlaminda son senelerde bu anlamda buyuk zorluklar yasayan Fenerbahce Yonetimi icin bir sanstir. Medyada kose baslarini tutan cogu etikci yazarin skalasinda, Aykut Kocaman baskalariyla karsilastirilamayacak derecede yukaridadir ve uzun sure korunmaya yetecek kadar kredibilitesi vardir. Haftasonu bir mac kotu mu gitti Fenerbahce icin? Hemen ilk tonlamayi aksam programinda arkadasi Ridvan Dilmen yapacak, Aykut Kocaman icin belirebilecek soru isaretlerinin, elestirilerin buyuk kismini bertaraf edecektir kamuoyunu yonlendirebilme gucuyle. Sonrasinda, Ridvan’in yeterli olmadigi noktada, gazetelerde Gurcan Bilgic’iymis, Mehmet Demirkol’uymus cesitli Fenerbahceli yazarlar hemen devreye girecek ve kamuoyundaki Aykut Kocaman algilamasini basariyla kurgulayacaklardir. Taa ki, artik Aykut Kocaman’li Fenerbahce’den zerre umit kalmayincaya dek. Ki o durumda dahi, bu sene hoca olarak alisma senesiydi, seneye her sey daha iyi olacak vs diyebilirler.
Demem odur ki, bu sene medya ile toz zerrecigi kadar iliskisi olmayan Frank Rijkaard’li Galatasaray’in isi, sadece bu nedenden oturu olmamakla birlikte, bu nedenden oturu de, oldukca zordur. Kamuoyundaki Adnan Polat ve ozellikle Adnan Sezgin karsiti havaya eklenen karsi tarafin medyaca cok sevilen antrenoru modeli yarisin teknik olmayan kisimlarindaki en buyuk dezavantajlardan biri olarak karsimiza cikacaktir.
Bakalim Aykut Kocaman, 10 sene calistirdigi takimlarda bir Ertugrul Saglam’in yarisi olamamisken, Fenerbahce’de sinif atlayabilecek mi? Yasayip, gorecegiz..