4 Kasım 2009 Çarşamba

Roland Koch'un çiğliği..

Bu satırlarda daha önce Daum'un insanı irrite eden samimiyetsiz, tribüne oynayan, omurgasız davranışlarından dem vurmuştum. Lakin yardımcısı Koch'a değinmemiştim.

Roland Koch işinde çok başarılı bir kondüsyoner/yardımcı antrenör. Koch'un aldığı takımlara elinin değdiği hemen belli olur. İşine saygısı vardır; Daum'dan daha özü sözü bir adam izlenimi yaratır. Örneğin, Daum gibi yalandan İstiklal Marşı mırıldanmak yerine, Türkçe'yi öğrenmeyi tercih etmiştir.

İşte hakkında bu izlenimlere sahip olduğum Koch, bu sene enteresan antrenman görüntüleri vermeye başladı.

Pazartesi günleri, bir önceki oynadıkları maçın en iyi oyuncusunu seçip, oyuncuların arasına aldırıp alkışlattı önce..Bunda çok da eleştirilecek bir yan yoktu.

Sonrasında her yenilen gol için oyunculara 20 şınav çektirmeye başladı. Hadi bunu da yahu bunun ne faydası var, tribüne, medyaya oynamaktan başka diye değerlendirmeden izlemeye devam ettim.

Sonra maçın en iyi oyuncusu, alkışla birlikte çikolata-şeker almaya başladı. Haydi tamam, esprili bir kişilik bu Koch dedim..

Sonra, bu da kesmedi, maçın oyuncusunu, iki oyuncunun kucağına aldırıp, bir noktadan bir noktaya taşıtmaya başladı.. Bu da nesi, bu iş giderek çiğleşiyor dedim..

Sonra, Fenerbahçe-Galatasaray maçı sonrası, hayatımda gördüğüm en rezalet, en çiğ, en utanmaz sevinç gösterisi yapıldı. Maçın oyuncusu Alex, set kurulup tahta oturtuldu, padişah ilan edildi, eline de kaval verildi. Bu görüntülerin antrenman sahasında işi ne dedim, ama yine de burda yazıya dökmedim..

Ancak ne zaman ki, dünkü antrenmanda, Koch'un oyuncularına Bükreş maçı için, hep bir ağızdan defalarca "3 gün kaldı" cümlesini tekrarlattığını okudum, işte o zaman bu görüntünün yapaylığı, samimiyetsizliği, kötü bir "cilala-parlat" hikayesinin kameralar önünde sergilenişinden tiksinerek bu yazıyı yazmaya yöneldim. (Lütfen Türkçe 3 gün kaldı, 3 gün kaldı diye bağırın yüksek sesle ve ne kadar yapay olduğunu görün.)

Benim için şu yandaki resmi ortaya çıkaran Koch, artık saygın bir spor adamı değil, Daum klasmanında, samimiyetsiz, yapay, çiğ bir antrenördür. Kendisini bu noktaya neyin taşıdığını bilemem, ancak bir an önce bu yoldan dönmesini salık veririm..

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Fırsat buldukça bloglara şöyle bir göz gezdiririm...

Senin de işaret ettiğin gibi, yukarıdaki manzara benim de dikkatimi çekmişti. Ve hatta zaman zaman misafiri olduğum "Mahalle Takımı" nda Hagi mi Alex mi başlığı ile bir yazı yazmaya karar vermiştim şu manzarayı görünce...

Çünkü yayınladığın yukarıdaki resim, pekçok şeyin ifadesi olarak gözüktü bana.

Kültürsüzlük, lagarlık, çapsızlık ve ilkellik bir yanda...

Diğer yanda, kendi kültürünü reddetme, empoze edilen, dayatılan, böyleydi denilen bir kültürü benimseme öte yanda...

Eline sağlık...

Çetin

4 Kasım 2009 11:43
Baha dedi ki...

Hocam selamlar

Kochun yaptıkları normal zira FB camiası en büyük amacını bir kez daha gerçekleştirdi ve Alexin padişahlığa terfi etmesi bu nedenle sürpriz değil.

6 Kasım 2009 15:19