Galatasaray'da bir faşizan gelenek..
Yıllardır bu gelenek, sevimli bir hadiseymiş gibi sunuluyor. Oysa bana göre, bu resmen genç oyunculara yönelik bir "mobbing" aktivitesi.. Nedir mobbing? İşyerlerinde, bir kişi veya grubun bir başka çalışanı hedef alarak saygısız ve zararlı davranışlarda bulunarak, o kişi hakkında sürekli ima, alay ve başka yöntemlerle o kişinin itibarını düşürme ve o kişiye kendi kafasındaki bir statüyü dayatarak bir nevi işten çıkmaya zorlamasıdır..
Abartma diyebilirsiniz.. Lakin o çocukların yerine kendinizi koyun.. Yaklaşık 10 yıldır bu günü bekliyorsunuz.. Amacınız hem taraftara, hem de hocanıza kendinizi gösterebilmek.. Sadece genç olmanız nedeniyle, yani normalde diğer futbolculardan statü olarak hiç bir farkınız olmaması gerekirken, kafanız kazınarak, dur bakalım, senin daha bizim statümüze gelmene var vurgusu yapılıyor.. Bu çocuklar psikolojik olarak hala o grubun bir parçası olamadıkları gerçeğiyle yüzleşiyorlar.. Her şeyi geçtim; bir gece odanıza yıllardır güzel şekil vermeye çalıştığınız, sevdiğiniz saçlarınızı kazımak üzere elinde makina ile bir kişinin girdiğini düşünün.. Ne olurdu tepkiniz? Bu durum Amerika'da olsa, taciz davalarına bile konu olabilir.
Bu futbolcuların, kendilerini gösterecekleri taraftarlar açısından ayırt edilemeyecek bir noktaya gelmeleri de ayrı bir konu. Hazırlık maçında oyunculara bakıyorsunuz; hepsi birbirine benzeyen bir dolu kafa.. Tabii ki bir süre sonra spikerin isimlerini söylemesiyle ayırt ediyorsunuz; ancak belki de futbolcu kimliğini beraberinde lüle lüle saçlarıyla, belki de sapsarı saçlarıyla dimağlara kazdıracak bir genç çocuk, "hiç kimseleşiyor".. Buna kimsenin hakkı yok..Burası ıslah evi mi Galatasaray Spor Klübü mü?
Lakabı gibi, zekası da "Küçük" bir adamın başlattığı bu gelenek bir an önce sonlandırılmalıdır..
4 yorum:
selamlar,
4 Temmuz 2009 09:04aslında biraz farklı düşünüyorum senden.
saç kazıtma olayı hiç kimseleştirmekten ziyade bence takıma aidiyet duygusunu güçlündirdiğini düşünmekteyim.
bir bakıma "evet çocuklar, işte A takım, bu da kabul edildiğinizi gösteren ilk hareket"
belki ilk zamanlar belirttiğin yönde konuşulabilirdi, ama yıllar geçtikçe bir ritüel halini alacağını düşündüğüm bu hamle takımdaşlık ve takımına sahip olma adına pozitif etki yaratacağını düşünüyorum.
Belki de altyapıda bir çok gencin hayalinde benim de bir gün saçlarım kazıtılacak mı acaba ? mutlaka yatıyor artık ve buna hevesliler.
Adı küçük olan şahsiyetin değil de Arif'in başlattığını biliyordum ben ...
Sadece PAF takimi oyuncularinin degil, Emre Asik, Yaser ve hatta Milan Baros bile saclari sifira vurdurmus. Florya'daki ilk idmanda Ozgurcan ve Mehmet Guven de bu sekilde idi.
5 Temmuz 2009 21:58Sicaktan bunaldiklari icin bu sekilde yaptiklarini dusunuyorum.
Selo, o isimler kendi istekleriyle saçlarını sıfıra vurmuşlar; dolayısıyla kendilerine ne yapmak istiyorlarsa özgürdürler..
6 Temmuz 2009 22:13Lakin az önce dinlediğime göre, Emre Aşık'ın deyimiyle, "önce çırpındılar" ama sonra razı oldular saçlarının kesilmesine..
Şimdi Emre Çolak'ı bu haliyle mi tanımak isterdin, kumral saçlarıyla mı?
Bana göre bu haksızlık. Karşı görüşe de saygılıyım; lakin kişinin kendi bedenindeki herhangi bir unsurun, kendi rızası olmaksızın başkası tarafından değiştirilmesine onay veremem ben..
Sevgili Gian,
7 Temmuz 2009 01:24Kendi rizasi olmayanlara dokunmamislar ki, Mustafa Sarp istememis, onun saclar kalmis mesela.
Istemiyorum diyen kisinin zorla sacini kesmezler zaten, ki PAF oyunculari bunu yurtdisi kampina gitmeden biliyorlardi, Mehmet Guven'i Florya'da kafasi sifir gorunce sorduk, nasil olsa kampta kesilecek ben onceden davrandim dedi. :)
Bu sac trasinin bir yarari daha var, Rijkaard bu sayede butun PAF takimini ayirt edebilecek duruma geldi, ilk antremanlarda kim kimdir diye bulmakta zorlaniyordu.
Bu is bana kalsa kesinlikle bir "harrastment veya "mobbing" degil, oyunculari yakindan bildigin icin soyluyorum. Rahatsiz olan olsa soylerdi zaten.
Yorum Gönder